M. Emin Kul

Sayıları küçük etkileri büyük baskıcı azınlığın; tüm saldırı, kınama ve sözde aşağılamalarına, “siyaset için kapanıyorsunuz” suçlamalarına “ben sadece Rabbimin dediğini yapıyorum” diyerek cevap verenlerin döktükleri gözyaşları zaman içinde her türlü ateşi tesirsiz bırakmaktadır.

Makyajsız sokağa çıkacak cesareti, ufak bir dünyalığı red edecek diğergamlığı olmayanların; inancı uğruna üniversitenin son sınıfında diploma bırakan, okul birinciliğine rağmen eğitiminden vazgeçen, gereğinde “dünyanız sizin ahiret bizim olsun” diyebilme fedakârlığını ve kahramanlığını gösterenleri anlayabilmeleri mümkün değildir.

Başbakanın açıklamalarıyla yeniden gündeme oturan başörtüsü konusunda özellikle son çeyrek yüzyıldır söylenilmeyen bir söz kalmış mıdır bilmiyoruz ama yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında görünen manzara şudur: Bir tarafta yasak devam etsin diyen yüzde yirmi, öte tarafta; müslümanı-hristiyanı-yahudisi, kapalısı-açığı, dindarı-dinsizi, liberali-demokratı, solcusu- milliyetcisi, erkeği-kadını-Cemil İpekçisi ile yasağa karşı olan yüzde seksen. Belki başörtüsü yasakçılığı baskıcılığın simgesi kabul edilebilir ama geri kalan yüzde sekseni aynı siyasi görüştekiler olarak isimlendirip başörtüsünü onların siyasi simgeleri olarak kabul edebilir miyiz?

Eğer başörtüsüne bu saatten sonra simge diyeceksek ancak özgürlükçülüğün, fedakarlığın ve kahramanlığın simgesidir diyebiliriz.


GENÇ'ın Yazısı.