Sadece Mısır değil Ortadoğu’daki siyasi dengeleri açısından oldukça önemli Mısır halk devrimi gerçekleştiğinde tevafuk eseri de olsa  oradaydım. “Öfke Cuma”sı diye isimlendirilen, Tahrir meydanında bir milyonu aşkın insanın bir araya geldiği 28 Ocak tarihinin hemen  iki gün öncesiydi Kahire havaalanına indiğimde.

Mısır halkının kabaran öfkesi karşısında emniyet güçlerinin çaresizliğini ve bu çaresizlik karşısında acımasızlığına aynel yakîn şahit oldum velhasıl. “Öfke günü” kelimenin tam anlamıyla ismiyle müsemma bir güne dönüşmüştü. Onlarca insanın öldüğü günün gecesi gündüzünden çok daha kanlı, çok daha tüyler ürpertici idi. Neredeyse her on metre karesine bir polisin düştüğü Kahire sokaklarında sanki yer yarılmıştı ve bütün polisler içine düşmüştü. Halkın öfkesinden kurtulmak için ortadan kaybolmuşlardı. İşte o  saatten sonra Arapça ifadesiyle “Baltacı”lara yani eşkıyaya gün doğmuştu. Hapishanelerden kaçan, böyle bir fırsatı hayatları  boyunca bir daha bulamayacağın düşünen yüzlerce gaspçı, eşkıya şehrin göbeğindeki evleri dahi basarak “ya canını ya malını”  dayatmasıyla inanılmaz bir terör estirdiler. İnsanın evinde çoluk çocuğuyla kendini güvende hissetmemesinin ne denli ürpertici bir  şey olduğunu bizzat yaşadım.


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.