Merve Kanak

Hayata gözlerimizi açtığımız zamandan beri ne çok şey yaşadık, gördük. Ama hepsi bir olmadı bunların, bazıları daha çok kazındı beynimize ve üstü örtülmeyecek anılarla doldu hatıralarımız… Hangi hatıralar daha güzeldi… Ya da hangi yıllar bizim için daha unutulmazdı… Eminim hepimizin cevabı çocukluk yılları olacaktır.

Nasıl bir enerjimiz vardı o günler... Şimdi doyamadığımız uyku yoktu o zamanlar. Kuş cıvıltısıyla kendimizi atardık yollara. Garip; şimdi o saatler sokaklar boş olur ama o zaman seni bekleyen dostlarınla çınlardı… Çok da mutluyduk, tek derdimiz kimin ebe olacağıydı. Onu da tekerlemelerle hâllederdik zaten. Dâima gülerdik, düşsek de, oyunu kaybetsek de gülerdik birlikte… Hep patlayan bir topumuz vardı, rüzgârda da uçardı çabucak ama severdik onu. Bizler ufakken en küçük şeylere bile kıymet verirdik, parçamız yapardık... Üretkendik de bir o kadar. Patladı diye atılmazdı topumuz, muhakkak çevirirdik onu başka bir eşyaya. Parkımız vardı bizim; kimi taşıyla, kimi kaydırağıyla geçirirdi zamanını. Saftık sanki biraz o vakitler. Bulutlara ulaşacağız diye bindiğimiz salıncaklarımız vardı, gökyüzünde komik suratlarımız… Tahtadandı, koruması da yoktu şimdiki gibi ama daha özgür hissederdik kendimizi… Şimdi nerden çıktığını bilmediğim tebeşirlerimiz vardı. Tek ayaküstünde durmanın en zevkli hâliydi şüphesiz. Bu arada ipimizi de unutmayalım, sabah akşam sporumuzdu onunla yapardık, yorulmadan saydırırdık… Yorulunca yer aramazdık kendimize. Şimdi beğenmediğimiz taştan minderimiz vardı altımızda. Tüm sokaklar bizim gibiydi, saklambaç oynadığımız duvarımıza kadar…

Hatırlayınca şaşırıyor insan, ufacık bedenimizle ne çok şeye sahiptik; üstü gökyüzü, altı binlerce pamuk yumuşaklığındaki toprağımız dâhil… Aslında şimdi fark ettim de geçen tek zamansa bizler nasıl bu kadar değiştik? Uzak değiliz o kadar o zamanlara bunları yapan da yine biz değil miyiz? Bizler şimdi sadece geçmişi, anılarımızı unutmadık. Masumluğu, iyiliği ve gülümsemeyi de unuttuk. Yerini savaşlara, paraya köle olmaya, sebepsiz sıkıntılara, gözyaşlarına bıraktık… Ve en garibi, belki biz eski benliğimizi kaybettik ama aramadık bile; sadece büyüdük kelimesine sığındık…


GENÇ'ın Yazısı.