Japonya Mücahidi: Nimetullah Hoca
Said Eren
Doğunun da doğusunda bir ülke: Japonya… Yüz yirmi milyon nüfuslu çekik gözlüler adası. Kendi kültürlerinden ve inançlarından taviz vermeden çağa ayak uydurmuş, çalışmayı kendilerine düstur edinmiş bir millet. Dini inanışlarıyla İslam’dan uzak, vicdanlarıyla, insaniyetleriyle, bir o kadar da İslam’a yakın, tebliğe muhtaç insanlar. Ve gönlüne dert düşmüş, yıllar evvel kilometrelerce ötesi bu adaya hicret etmiş mütebessim bir çehre; Nimetullah Halil İbrahim Yurt.
Nimetullah Hoca kimdir?
Nimetullah Hoca, 1930’lu yıllarda Amasya’nın Taşova ilçesinde dünyaya gelir. Daha küçük yaşlarda babası ile birlikte âlimlerin ve âriflerin sohbetlerine katılır, Mahmud Sami Ramazanoğlu, Süleyman Hilmi Tunahan, Mehmet Zahid Kotku Hazretleri gibi dönemin büyük Allah dostlarına hizmet etmek nasip olur. 1955 yılında Sultanahmet Camii’nde müezzinlik, Gönenli Mehmet Efendi ve Seyyid Arvasi Hazretlerine imam vekilliği yapar. Dönem dönem vazifeli olarak Hicaz’a gider. Dünyanın farklı yerlerinden gelen topluluklara vâizlik yapar.
Japonya’ya gidişi
Medine’de tebliğ çalışmaları yaptığı sırada Japonya’dan çok ısrarlı bir davet gelir. Nimetullah Hoca ailesiyle de istişare ettikten sonra Japonya’ya hicrete karar verir. Ne maddi yetersizlik ne de lisan bilmeme yıldırır Nimetullah Hoca’yı. O, başı her dara sıkıştığında abdest alır, hâcet namazı kılar ve yalnızca Rabbinden ister yardımı… Japonya’ya ayak bastığı daha ilk günlerde Allah rızası için geldiğini duyan Müslüman bir Japon olan Eşref Yesevi, O’na gönüllü tercüman olur. Birlikte sürekli Japonya’daki farklı kurumları ziyaret edip, İslam’ın güzelliklerini anlatırlar. Gittikleri her yerde iyi karşılanırlar. Müslüman ülkelerin elçiliklerini ziyaret edip “Dedelerinize layık olun, camiye gelin, beraber hizmet edelim.” teklifinde bulunurlar. Japonya’da otuz yıl evveline kadar yalnızca iki cami varmış. Bu camilerden biri olan Tokyo Camii Tatar Türkleri tarafından yapılmış. Ahşaptan yapılan bu cami belli bir zaman sonra yıkılır. Müslüman olmayan halkı dahi üzer bu durum. Cami yıkılınca oradaki işçilerin odaları mescit hâline getirilir. Bir gecede 5-6 mescit açıldığı dahi olur. Bir yandan da caminin inşaatı için gayret ederler. Çok sıkıntı çekilir ve sonunda “Tokyo İslam Merkezi” ismiyle açılır cami.
“One, kul la ilahe illallah, all problem finish”
Japonlar, Nimetullah Hoca için, “Tüm insanlar Mavi Cami’ye gider, Mavi Camii’nin imamı buraya gelmiş.” derler. İslam’ın güzelliğini anlattıkça insanlardaki merak ve öğrenme isteği daha da artar. Nimetullah Hoca herkesle teker teker ilgilenir. Konferanslarında yüzlerce insana, “Bu iki kelime bütün dertlere devadır.” deyip Kelime-i Tevhidi söyletir. Otobüste, trende, istasyonda tanıştığı her insana “One, kul la ilahe illallah, all problem finish” der ve İslam Merkezi’nin telefonun yazdığı bir kâğıt verir. Çok geçmeden birçoğundan geri dönüşler alır, onları Tokyo İslam Merkezi’ne davet eder. Merkeze gelip gittikçe birçoğu da İslam’la şereflenir. Yine bir hatırası şöyledir: Tramvay durağında beklerken İngiliz bir bayan dikkatini çeker. Yanına yaklaşır, tanışırlar. Ona “Kul La ilahe illallah, all problem finish” der ve İslam Merkezi’nin numarasının olduğu bir kitap hediye eder. Onu İslam’a davet eder ve oracıkta “Ravza” ismini verir. Ayrıldıktan sonra ciddi sıkıntıları olan İngiliz bayanın zamanla sıkıntıları biter, daha sonra tesettüre girer. Meşhur bir Japon hanım sanatçının konseri öncesi kulise gider Ravza Hanım. Sanatçıya hayranı olduğunu, yeni bir söz ve yeni bir melodi öğrendiğini, bu sözün söylendiğinde tüm dertleri def ettiğini söyleyip, onu imana davet eder ve kelime-i tevhidi o sanatçıya öğretir. Az sonra sahneye çıkan sanatçı yeni öğrendiğim melodiyi sizinle paylaşmak istiyorum diyerek yüzlerce insana “La ilahe illallah, Muhammedun Rasulullah” sözünü defalarca söyletir.
“Bütün dünya Müslüman olacak”
11 Eylül olayları sonrasında İslam’a olan ilgi daha da artar. Nimetullah Hoca İslam’ı nasıl daha çok kişiye duyururuzun derdine düşmüşken, ikiz kulelere saldırı sonrası günde 10-11 milyon satan gazetelere defalarca röportaj verir, İslam’ın terörle alakası olmadığını, İslam’ın güzellik ve barış dini olduğunu anlatır. Kendi bu olayla ilgili olarak “Arapçada “Rubbe dârretin nafia” diye bir söz var, Bazı sıkıntılı şeyler menfaate döner. 11 Eylül de öyle oldu.” diyor. Nimetullah Hoca tebliğini yalnızca Japonya’yla sınırlı tutmaz, sık sık farklı ülkelere seyahate çıkar. Aralarında Sibirya’nın da olduğu elliden fazla ülkeyi ziyaret eder, oralarda yüzlerce kişinin hidayetine vesile olur. İlerleyen yaşına rağmen hâlen hizmetlerine son sürat devam etmektedir. Sözü bu güzel insana bırakarak bitirelim; “İnşallah bütün dünya Müslüman olacak, çünkü vakit geldi. Asya`nın toptan İslam`a girmesi yakındır Allah`ın izniyle. İslam`dan başka yollara sapanlar huzursuzluk içinde. İnsanlık arayış içinde. Huzur ve saadetin tek adresi İslam. Rabbim bizi bu yolda daim kılsın. Amin!”
Allah O`ndan razı olsun.
Kaynak: Haber7.com, Feyz Dergisi, Altınoluk Dergisi
GENÇ'ın Yazısı.