Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Orhan Çeker Hoca dekolte giyen kadınları eleştirince hedef tahtası hâline geldi. Onu hedef tahtası yapanların amaçlarının ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama anlamlandıramadığımız Orhan Çeker Hoca’nın neden böyle bir beyanata ihtiyaç duyduğu. Hoca tecavüz ve dekolte meselesinde görüşlerini açıklarken kadını “sorunun odağında” gördüğünü  söylemiş; bu da problemli.

Meselenin odağında kadın değil insan var. Tecavüz bir insanlık suçuysa dekolte giyinen bir kadının suça ortak olduğunu iddia etmek bu konuda söylenecek en son sözdür. Kadının giyimini sorun olarak takdim etmek bir açıdan feminist bakışın düştüğü zaafa düşmek demek aslında. Merkeze cinsiyeti koyuyor ve her şeyi buradan okumaya çalışıyorsunuz. Halbuki merkezde insanlık olmalı, böylece cinsiyetten daha üst bir mevkiye terfi etmeli, erkeğin kadın kadar sorumlu olması gerektiğini söylemeli ve karşılıklı hak ve  sorumluluklarımızı hatırlatmalıyız. Tıpkı Kur’an’ın ifade ettiği gibi: Mü’min erkekler gözlerini sakınacaklar, ırzlarını koruyacaklar;  mümin hanımlar da gözlerini sakınacak, ırzlarını koruyacak ve süslerini göstermeyecekler.

Dekolte giyinen kadın eleştirilemez mi? Tabii ki eleştirilebilir ama ondan evvel üzerimize düşen bir vazife nazarlarımızı temizlemektir. Kur’an bize bir üslup ve öncelik öğretiyorsa, bu, erkeklerin önce nazarlarını temizlemesi gerektiğidir. Dekolte giyeni daha da  açmayacak bakışlarımız. İfşa etmeyecek, örtecek. Bunu da evvela mümin erkekler yapacaklar.

Gözlerimizi temizlemeden, ortalığı temizleyemeyiz, bu bir. İkincisi, sözlerimizi ölçmez biçmezsek birileri gelir mal bulmuş mağribi gibi mukaddesatımıza laf etmeye soyunur. Yüksek kıymetlerimizi kimsenin alçak idrakine meze yapmayalım.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.