Tek Tesellimiz Bayramı Kutlamak!
Mehmet Sadık
Mısır’da darbeci yönetimin zulmü, Suriye’de susmayan silah sesleri, Filistin’in yıllardır bitmeyen Siyonizm ile olan mücadelesi, Doğu Türkistan’daki ‘sessiz’ yardım çığlıkları, Arakan’ın uğramış olduğu, belki de son yıllardaki en iğrenç katliam, dünyada olup biten fakat bazen görmediğimiz bazen de üzerinden “vah vah!” diyerek geçtiğimiz nice zulümler devam ederken, Ramazan Bayramını kutluyoruz.
Kapitalizmin sadece “mâden” olarak gördüğü, yıllardır kanının son damlasına kadar sömürülen, içindeki cevhere, inanca, gençliğe, zekaya ve onca yer üstü ve yeraltı zenginliğine rağmen dışlanan, ülkemizde bile “bize ne onlardan!” sözüne muhatap olan, ten renklerinden dolayı insanlık dışı ırkçı saldırılara mâruz kalan ve ilk ezanı okuyan sahabeden Bilal-i Habeşi’nin soyu, yani Afrika, hem madden hem de mânen “yardım” eli beklerken, Ramazan Bayramını kutluyoruz.
Taksim Gezi olaylarının ardında bıraktığı tatsız hava, Çözüm Süreci tartışmalarının bazı çevrelerce “çıkmaza” sürüklenme isteği, üniversiteleri darbe dönemlerinde olduğu gibi çatışma sahası yapma planları, insanların hoşgörüden, tevazudan, edepten ve sabırdan gittikçe uzaklaşması, maddi çıkarların esir aldığı “dostluklar”, akrabalık diye bir kavram bir yana, kardeşin kardeşe küs olması, aile içi ilişkilerde bile maddi çıkarların ön plana alınması, imandan ve düşünceden uzak söylemlerle ülkeyi bölmeye; her fırsatta ayrıştırmaya çalışan insanların faaliyetleri devam ederken biz, Ramazan Bayramını kutluyoruz.
Allah’ın zikredilmediği, Peygamberinin (sav) hatırlanmadığı, Kitabının okunmadığı, Ahiretin yok sayıldığı, ölümün unutulduğu bu günlerde, Ramazan Bayramını kutluyoruz.
Evet, biz Ramazan Bayramını kutluyoruz. En iyi, en güzel, en coşkulu ve en dolu şekilde kutlamalıyız da. Çünkü tek tesellimiz bu…
GENÇ'ın Yazısı.