Kâğıt Medeniyeti / Orhan Okay / Dergâh Yayınları / 182 Sayfa

“Beşeriyetin bugüne kadar eriştiği ve bundan sonra da elde edeceği bütün bilgiler, düşünceler, ahlak ve mutluluk formülleri, başta edebiyat olmak üzere sanat eserleri ve bütün sanat eserlerinin yorumları, kâğıt dediğimiz maddeye, netice olarak kitaplara emanet edilmiştir.”

Milenyum çocukları anlamaz. Bizler kâğıt medeniyetinin çocuklarıyız. Yazıyı bilgisayar ekranından okuyamayız, illa kâğıt üzerinde, elimizin altında olacak. Hem ekranda olan nedir ki? Değersizdir. Her an geri dönüşüm kutusuna atılabilir. Kitap öyle midir? Basılır, okuruna kavuşur sonra belki bir sahafa düşer, ardından bir sonraki okurunu bulur, elden ele dolaşır, dolaştıkça değerlenir. Bütün bir dünya literatürünü içinde barındırsa bilgisayar, evimizin köşesindeki mütevazı bir kütüphane kadar cazip görünür mü insanın gözüne? Tek tek dokunmanın, kâğıdı hissetmenin tadını verir mi? Ya da tozlanmış kitap kadar güzel kokabilir mi?

Orhan Okay, bilgisayar ve internet furyasına inat, medeniyeti kâğıdın inşa ettiğini anlatıyor. Kâğıtla birlikte, kitaplar, okumak, yazmak ve entelektüelliğe dair merak ettiğiniz birçok konuyu açıklıyor.

Orhan Okay’ın denemelerinin toplandığı bu güzel kitabı okuma listelerinize mutlaka dâhil etmenizi öneriyorum!


Mehmet Emin Gül'ın Yazısı.