Mısır İslam İçin Direniyor!
M. Emre Sever / Genç Haber Merkezi
Mısır’da ordu, gösterilerin durdurulması için Adeviyye meydanına saldırı düzenledi. Yüzlerce ölü ve binlerce yaralı var. Bu bilançonun görünen kısmı, İhvan’dan olduğu için dövülen, malları gasp edilen, görevinden alınan, her gün sırf Mursi’ye destek verdiği için takip edilen sıkıştırılan, hayatları altüst olan insanları saymıyorum. Bu psikolojiyi anlamak için orada olmak gerekiyor. Darbe sırasında İskenderiye şehrinde gösterilerin yapıldığı meydana 5 dk. uzaklıktaki evimizde dışarıdan gelen silah seslerini duyduğumda nasıl şekilden şekle girdiğimi hatırlıyorum. Bavulumu toplayışımı, “Bu kadarı da fazla artık yapamayacağım” deyişimi... Öyle de olmuştu daha fazla dayanamadım. Darbeden bir hafta sonra havaalanındaydım. Gerisi mâlum.
Sokaklarda yürürken hissettiğimiz o tedirginlik ve korku kaldırabileceğimiz cinsten değildi açıkçası. Mısır’daki Müslüman kardeşlerimizin cesareti çok büyük… Allah bozmasın. Kalabalık bir grupta ilk sıradakiler düşüyor, yaralanıyor hatta ölüyorlar ama onlar yılmıyor. Ölen kardeşleri için tuttukları yasları bile bir başkaldırı bir direniş içeriyor. Birlikte meydanlarda sabahlıyorlar. Evlerinden meydanlara gitmek için ayrılanlar bazen geri dönemiyor ama yine de meydana çıkmaktan korkmuyorlar. “Mısır İslam için direniyor” demişti bir yazar. Kaybetmek istemedikleri, canları pahasına korudukları Müslümanlıklarına el değdirtmemek için direniyorlar.
Öte yandan Mısır dışındaki Müslümanlar; birlik ve beraberlik dini olan İslam’ın, ayrılık ve komplolar içerisindeki mensupları yani bizler… Her konu da olduğu gibi bu konuda da ayrılık ve şüphe içindeyiz. Bizler burada bunun hesabını sürerken sırf sakalı olduğu için dövülen genç Müslüman bizden ileride bir şeyler isteyecek. Şimdi sesini duymuyoruz. Ama o gün gelecek ve alacaklı alacağını alacak. Biz, Peygamberimizin (sav) bizleri Medine’de kardeş ilan ettiği gün söz verdik birbirimize… Destek olacaktık. “Çünkü Müslümanlar kardeştir” (Hucurat 10) demişti yaradan ancak her birimiz ondan sonra menfaatimizi düşünür olduk. En önemli özelliğimiz olan birlik ve kardeşliğimizi üç karış toprağa, iki dolara bir de makama sattık. Yazarın dediği gibi; “Zaafınız paraya, mala, makama, kadına mı? Verirler ve alırlar sizi.” Öyle oldu. Aldılar bizi de. Neyse zaafımız onun esiri olduk. Mısır darbesinde sevinen Müslümanların olması, ne kadar parçalandığımızın, kardeşliğimizi ne kadar kaybettiğimizin göstergesiydi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin darbeci yönetime yaptığı yardım, Mısır borsasını yükseklere çıkartırken aynı yardımı Müslüman olmayan ABD ve diğer Avrupa ülkeleri bile yapmamıştı. Kısacası Müslüman, Müslüman kardeşini menfaati için satmıştı.
Çözüm nedir peki? Biz Müslümanlar bizi birbirimize kardeş yapan Resulullah’ın çok önemli bir sözünü unutuyoruz. "Bir kimse kendisi için istediği bir şeyi, mümin kardeşi için de istemedikçe, hakiki mü’min sayılamaz."(Ebu Davud) Suudi Arabistan’da, Kuveyt’de, Katar’da, Türkiye’de Müslümanlar Mısır’daki kardeşlerinin, sadece Mısır’daki değil dünyada zulüm gören bütün Müslümanların kendileri gibi refah içinde yaşamalarını istemedikçe ve bunun için uğraşmadıkça hakiki mü’minliğe erişemeyeceklerini bilmeleri gerekiyor. Bizler Müslümanlar olarak bunun bilincinde olmalıyız. Gücümüz yettiğince kardeşlerimize yapılan zulme karşı dik durmalıyız. Eğilip bükülmeden, ses çıkarmalı, hiçbir Müslümanın sahipsiz olmadığını dünyaya göstermeliyiz.
GENÇ'ın Yazısı.