Cumartesi ikindi vakti, Genç Dergimizden yola çıktık. Yazı İşleri`nden Salih Yüztgenç ve Grafik Bölümü`nden Affan Cebeci ile birlikte Eminönü`nde doğru hareketlendik.

Biz gitmezsek, üç kişi eksik olacaklar dedik. Takvamızı yanımıza azık ederek vapura bindik. İskele oldukça kalabaklıktı. Herkes Eminönü`ne gidiyordu.

Binişimiz kadar vapurdan inişimiz de zor oldu. Birbirimizi kaybetmemeye çalıştık ama yoğunluk Yeni Camii önüne doğru akıyordu. Ve nihayet camiiye ulaştık. Namazlar kılındı. Ve cemaat dağılmaya başladı.

Ön kapıdan tekbirlerle, yer gök titrer bir vaziyette çıktık. Meydanda bir platform kurulmuştu. Sağ tarafa hanımlar, sol tarafa erkekler için yer ayrılmıştı. Biz de yerimizi aldık.

Göz yaşartan bir kalabalık vardı. İnsanlar hep bir ağızdan tekbirler getiriyordu. Birlik içinde, ümmet şuuruyla.

Camii tamamen dağılınca herkes bir ağızdan bağırmaya başladı:

- Allahuekber! Allahuekber! Allahuekber!

- Defol Sisi, Seninleyiz Mursi!

- Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika!

- Mısır Halkı Yalnız Değildir!

- İhvan`a Selam, Direnişe Devam!

Ve daha niceleri...

İlk olarak Abdurrahman Dilipak konuştu. Yüreğinden akıp geldiği belli olan sözleri gözlerimizi yaşarttı: "10 saat burada canlı yayın yapanlar, hani nerdesiniz!" dedi. Konuşması tekbirlerle kesilip durdu.

Daha sonra Bülent Yıldırım konuşmaya başladı. Türkiye`deki tüm kesimleri Mısır halkına destek olmaya davet etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a,  mitingde yer alan Büyük Birlik Partisi`ne teşekkür etti ve Konya`da aynı saatlerde gösteri düzenleyen Saadet Partisi`e tebriklerini iletti. Diğer tüm siyasi partileri ve kesimleri ise birlik olmaya davet etti.

Marşlar eşliğinde devam eden Mısır halkına destek eyleminden 19:00 civarında ayrılmak zorunda kaldık. Sonrasında dualarla Saraçhane`ye giden kardeşlerimiz, gece Şehzadebaşı Camii`nde teheccüd namazına durdurlar. Osmanlı`dan beri belki de ilk kez Şehzadebaşı böyle bir cemaat gördü teheccüd için.

Gösteri`yi provake etmek isteyenler de vardı. Bir vatandaş başka meseleler hakkında laflar söyleyerek ortalığı ateşe vermek istedi. Bu duruma engel olmaya çalıştık ama adam Salih`in uyarılarına dahi sataşmaya başladı. Bu tatsız olaya rağmen hiçbir sorun çıkmadan, sağı solu yakmadan, kırmadan eylem gerçekleştirildi. Belki birilerine örnek olur diye düşünüyorum.

Bu tabloyu şahsen ümit verici olarak görüyorum. Ümmet bilincinin özellikle gençlerde yeşermeye başlamış olması çok güzel. Sadece İstanbul`da değil, Türkiye ve dünyanın birçok yerinde Mısır halkına destek eylemleri gerçekleştiriliyor. Tüm müslümanlar aynı şeyi konuşuyor. Aynı işareti yapıyor.

Rabia işareti, bazılarına dokundu gördüğüm kadarıyla. Churchill`in zafer işaretini yaparken sıkıntı olmayanlara, Rabia işareti "uydurma" olarak gelmiş. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin.

Bu işaret Mısır`da yaşanan zulmü durdurur mu bilinmez, ama bir olduğumuzu, ümmet olduğumuzu göstermek adına, aynı safta durmak demektir.

Rabbimiz Mısır`da ve dünyanın çeşitli yerlerinde zulüm altında olan tüm insanlara, özellikle Müslüman kardeşlerimize yardım etsin. Unutmayın ki zafer ancak inananların olacaktır.

Aşağıda 17 Ağustos 2013 Cumartesi saat 17.00`da başlayan Eminönü Meydanı Yeni Camii önündeki Mısırlı Kardeşlerimize Destek Gösterisi`nden çektiğim fotoğrafları paylaşıyorum:

 


GENÇ'ın Yazısı.