Bizde simge tartışmaları ayyuka çıkarken güneşin battığı yerde hiç mi böyle şeyler olmaz? İnsanın olduğu her yerde bu tür tartışmalar olur. Nitekim oluyor da. İngiltere’de “Hoodies” yani kapşonlular üzerinden yürüyen tartışma buna verilebilecek basit bir örnek.

Hoodies, kendilerini kapşon giyerek ifade eden –gizleyen de denebilir ama sonuçta bu da bir ifade biçimi- gençlere verilen ad. Şemsiye taşımak istemeyen insanların tercih ettiği bu giyecek zamanla hip-hopçı gençlerin bir protesto simgesi haline gelmiş. Uzmanlara göre gençler bunu tanınmamak ya da gizem uyandırmak için tercih ediyorlar. Ancak kapşon suçluların da tercih ettiği bir giyecek olunca işler biraz karışmış. Ara sokaklarda gruplar halinde dolaşan ve suç kaynağı olarak görülen asi gençlerin hemen hepsi kapşonlu olunca ortalama İngiliz vatandaşının gözünde kapşon serserilik ve itaatsizlikten başka bir şey ifade etmez hale gelmiş. Nitekim bugün bir İngiliz genci için kapşon giymek bir takım riskleri göze almak demek. Bazı okullara ve gece kulüplerine girememek ya da potansiyel suçlu muamelesi görmek gibi mesela.

İngilizlerin kapşonlu gençlerden nasıl yaka silktiğini anlamak için geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen bir aletten bahsetmek yeterli olabilir. Bu alet bir tür ses yayıcı. Aynen sivrisinek kovucular gibi. Sadece gençlerin algılayabileceği ultrasonik sesler yayıyor. Orada burada takılan, gelip geçene laf atan ya da insanları rahatsız eden asi gençler bu sesleri algılıyor ve rahatsız olarak uzaklaşmak zorunda kalıyorlar. “Gençsavar” diye adlandırabileceğimiz bu alete özellikle polis teşkilatı çok rağbet göstermiş.

Farkettiniz herhalde değil mi, simge tartışmalarında henüz biz bu boyuta gelemedik. Gelin de bu duruma esef etmeyin şimdi. Özde değil sözde batılı olunca böyle oluyor herhalde. Gerçek anlamda batılı bir girişimcimiz olsaydı ne yapar eder bizim “hoodies”lerimiz yani başörtülüler hakkında da bir alet tasarlardı. Öyle ya İngiltere’de “Hoodies” varsa bizde de başörtülüler var. İngilizler “hoody” gençleri sokaktan uzak tutmaya çalışıyor, bizdekiler ise başörtülüleri kamusal alanlardan ve üniversitelerden... Madem böyle, onlarda “gençsavar” varsa bizde de “başörtüsüsavar” olmalı. Girişimcileri acilen bu konuda düşünmeye davet ediyorum. Gireceklerine pişman olmayacakları geniş bir pazar onları bekliyor. Hele bir de Ankara’dan bir “kamusal alan” tarifi çıkartırlarsa paraya para demezler.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.