Kazanamazsan dünya neden başına yıkılacak ki, bir daha girersin, bir daha girersin, olmadı bir daha girersin. Bak benim Emre Çınar isminde bir arkadaşım var, sanırım bu sene dokuzuncu defa ÖSS`ye girecek. Adam zevk haline getirmiş, sanki sosyal aktivite gibi ÖSS`ye giriyor. Durumun ondan da mı kötü? Çok ayıp ama.

- Güzin abi, ÖSS yaklaşıyor, mide bulantılarım arttı, kazanamazsam tüm dünya başıma yıkılacak gibi. Ailemin ve benim onca emeği boşa gidecek diye çok ama çook korkuyorum.

- Valla beni de korkuttun şimdi. Yahu durum o kadar vahim mi? Alt tarafı üç saatlik bir sınava gireceksin. Hem korkunun ecele faydası olduğu nerede görülmüş. Ne o öyle mide bulantısı falan? Çocuk musun sen, aa hiç yakıştıramadım ama. Kazanamazsan dünya neden başına yıkılacak ki, bir daha girersin, bir daha girersin, olmadı bir daha girersin. Bak benim Emre Çınar isminde bir arkadaşım var, sanırım bu sene dokuzuncu defa ÖSS`ye girecek. Adam zevk haline getirmiş, sanki sosyal aktivite gibi ÖSS`ye giriyor. Durumun ondan da mı kötü? Çok ayıp ama. Hemen velveleye verme ortamı, az dur, sabret. İnsan ne ekerse onu biçer. Çalıştığın halde baktın olmadı kader kısmet dersin olur biter. Asıl sen hala Msn`de geyik muhabbetleri yaptığın için kız kendine. Bak şunun şurasında birkaç ay kalmış, sık dişini ve çalış. Hem her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık var. Allah böyle buyurmuş Kur`an-ı Kerim`de. İnanmazsan İnşirah Sûresi`ne bak. Çok ferahlatıcı bir süre zaten. Hatta ÖSS sürecinde bu sûreyi ezberle derim, çok faydasını görürsün. Oradaki ifadelerin rahatlatıcılığı yanında benim sözlerim havada kalır. Yani anladın değil mi beni? Gereksiz heyecan yapma. Negatif heyecan deniyor bunlara. İç alemini korkularla doldurma, işine bak.

- Ne önerirsin şu an Güzin abi?

- Tuzlu ayran :) Sanki önerimi dinleyecekmiş gibi sorma yahu. O yaşa gelmiş bir insan ne yapacağını bilmez mi hiç? Hadi belki samimi soruyorsundur diye birkaç kelam edeyim. Aklından şunu hiç çıkarma: İnsan için ancak çalıştığı vardır. (Necm-39) Manayı anladın değil mi? Nisan ayındayız madem, değiştirebileceğin ne varsa onu değiştirmeye çalış. Eksikliklerin ne ise onları bir nebze olsun azaltmaya çalış. Bundan sonra öğrenme imkanı bulamayacağın konular için de gereksiz yere üzüntüye kapılma. Yani akıllı davran, değiştirebileceğin şeyler için bir an önce harekete geç, değiştiremeyeceğin şeyleri de es geç. Havalar güzel biraz gezeyim, rüyamda nasıl olsa bir pir dede soruları bana söyler diye düşünüyorsan dershaneyi hemen bırak, son taksidiyle bir simit tablası al satmaya başla. Hem o işte epey ekmek var :) Simit sarayı falan açarsın iki sene sonra, biz de Genç Gönüllüler olarak geliriz.

- Bir türlü ders çalışmaya odaklanamıyorum ama?

- Ooo işimiz var seninle. Her yüz öğrenciden doksan dokuzu senin gibi söylüyor. Klasik numara yani. Aklın başka yerlerde olursa odaklanamazsın tabii. Cep telefonuna kim bilir kaç mesaj geliyor günde. Mail kutunu da en az yirmi defa kontrol edersen nasıl konsantre olacaksın ki? Bazı şeylerden fedakarlık yapmadıkça asla ama asla bazı şeyleri elde edemeyiz. Diğer ipe sapa gelmez meşgalelerini bırakmadıkça ÖSS`yi unut. Nasıl ama korktun di mi? Kork valla, dost acı söyler. Öyle üç kuruşa beş köfte yok maalesef. Var da, onlar da çok sağlıksız hiç tavsiye etmem :)

- Kendime ait bir odam yok ki?

- Ağlayacaksın neredeyse. Ne olacak yoksa, bu da yeni çıktı, suphanallah, kızdırma beni. Sen bizim ne yokluklar içinde okuduğumuzu bilsen bu söylediğinin ne kadar havada kaldığını görürdün. Bizim bir ayakkabımız vardı, kardeşim sabahçı olurdu ben de öğlenci. Okuldan geldiğinde ayakkabıları bana verir ben de öyle okula giderdim. Yaaa :) Şaka bir yana, haline şükretmesini bil önce, şikayet etmek en kolayı. Şükredersek nimetlerini artırır Allah. Oda meselesine gelirsek, benim de yoktu. Camilerde ÖSS`ye hazırlanıyordum. Şaka yapmıyorum, inan süper oluyor. Bir dene bak, memnun kalırsın. Hem bahar geldi, öyle güzel olur ki camiler.

- Aslında evde ders çalışamıyorum, bir sürü dış etken var beni etkileyen.

- Yalan, insan bir şeyi isteyecek de yapamayacak, kim görmüş? Evde de bal gibi ders çalışılır, yeter ki iste. Ohooo klasik öğüt vermeye başladım sana. Ben anlamam, bunlar çocukça bahaneler, bunları kendi içinde çöz, kimse sana bu konuda pek fazla yardımcı olamaz. İşin sırrı sende.

- Kazanamazsam kendime olan inancım yıkılacak.

- Yıkılsın ne olur ki? Amma büyüttün yahu. Kendime olan inancım falan, ne o öyle? Hangi filmden gördün böyle sahneleri? Kendine olan inancını böyle pamuk ipliği mevzulara bağlama. Hayır ve şer rin Allah`tan geldiğine inanıyoruz. Sen sana düşeni yap, takdiri Allah`a bırak. Sınav sonunda sonuçlar açıklanınca da, şu ayeti düşün ve bu çerçevede değerlendir olan biteni: “...Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 216)


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.