Konuşan: Gökhan Umut

Başörtüsü ile alakalı anayasa değişikliğinin ardından gözler üniversitelere çevrildi. Bazı üniversiteler anayasaya uyup başörtülü öğrencileri kampüslere alırken, bazıları almadı. Marmara Üniversitesi başörtülü öğrencileri kampüse almayan üniversitelerden. Bu haksızlığa karşı çıkan bir grup başörtülü öğrenci Marmara Göztepe Kampüsünün önünde bekleyerek, kampüse alınacakları günü bekliyorlar. Bu arkadaşlardan birisi olan Büşra Aydın’la başörtüsü yasağı ve bu süreci konuştuk.

Burada toplanmanızın sebebi nedir?

Anayasada yapılan değişikliklere rağmen başörtülü olarak okula girmemiz engelleniyor. Anayasanın 42. ve 10. madderlerinde yapılan değişiklikle yükseköğrenim hakkının kılık kıyafet sebebiyle engellenemeyeceği belirtilmiştir. Buna rağmen Marmara Üniversitesi Rektürlüğü ve güvenlik görevlileri bizleri başörtümüzle okula almıyorlar. Biz Anayasayı ihlal eden bu keyfi yasağı reddediyoruz ve başörtülü eğitim hakkımızı geri alana kadar kampüs önünde bekliyoruz.

Anayasadaki iki maddelik değişikliği yeterli buluyor musunuz?

Yükseköğrenimde başörtüsü serbestliğinde yeterli belki ama genel olarak başörtüsüsünün heryerde serbest olması gerektiğini düşünürsek, 10. ve 42. maddelerde yapılan değişiklikler yetersiz. Anayasa değişiklikleri yükseköğrenimde başörtüsü serbestliğini getirmesine rağmen keyfi yasağı sürdürenler hakkında gereğinin yapılmaması, yapılan değişikliklerin arkasında durulmadığını gösteriyor. Üstelik alenen anayasa ihlali söz konusu. Özellikle savcılar bir an önce hukuki dayanağı olmayan bu yasağı sürdürenler hakkında gerekeni yapmalılar.

“Başörtüsü simgedir” diyorlar...

Öncelikle başörtüsü Allah`ın emridir, siyasi bir simge değildir. Biz de inancımız gereği başımızı örtüyoruz.Bu amaç dışında başörtüsü takanların olduğunu zannetmiyoruz. Başörtüsünün siyasi bir simge olduğunu söyleyenlerin başka amaçları olduğunu düşünüyoruz.

Başörtüsü karşıtları da başörtüsünün arkasında başka bir amaç olduğunu düşünüyor. Başörtülü bayanların başörtüsü kullanmayan bayanlara karşı baskı oluşturabileceğinden endişe ediyorlar. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi?

Biz yıllardır başı açık ve kapalı arkadaşlar hiçbir huzuzrsuzluk yaşamadık. Bizim bir arada olmamız sadece okulla kısıtlı değil ki... Eğer başı açık arkadaşlarımız üstünde bir baskı oluştursaydık, bizimle ders dışında görüşmek istemezlerdi. Başörtüsü bireysel bir tercihtir. İnanmayan ya da takmak istemeyen takmaz. Ve hiç kimse bir başkasına bireysel tercihleri yüzünden baskı yapamaz,yapmamalı.

Bu süreçte üniversiteli gençlerden beklentileriniz nelerdir?

Birlik olmak... Başörtüsü yasağı, özgürlükleri kısıtlayıcı keyfi bir yasaktır. Biz üniversiteli gençler olarak inanç özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü hangi görüş veya düşünceden olursak olalım, birlik olarak savunmalıyız.

“Dünya Kadınlar Günü”, “Haydi Kızlar Okula” gibi kampanyalarla kadınların daha fazla sosyal hayatta kalmaları teşvik ediliyor. Bir başörtülü olarak bu çalışmaları samimi buluyor musunuz?

Hayır. `Haydi kızlar okula` kampanyasını destekleyen bir rektörün, biz başörtülü kızları okula almaması, kampanyanın samimiyetini düşündürüyor.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Başörtüsü yasağını hukuki bir dayanağı yoktur. İnanç özgürlüğümüz yıllardır keyfi uygulamalarla engellenmekte. Yeni düzenlemelere rağmen Marmara Üniversitesi ve birçok üniversitede keyfi uygulamalar devam etmekte. Biz artık özgürce okullarımızda eğitim görmek istiyoruz. Ve bunu engelleyerek suç işleyan herkes hakkında gereğinin yapılması için yekilileri göreve çağırıyoruz.

GENÇ'ın Yazısı.