Fethi Serhat

Yıllarca haber ajanslarında gezinen bir fotoğraf karesi vardı hatırlarsanız; Filistinli gençler ya da çocuklar koca İsrail tanklarına karşı ellerinde tuttukları taşlarla mukavemet etmeye çalışıyor ya da sapanlarına yerleştirdikleri taşlarla vurmaya çalışıyordu askerleri, kimi zaman da tankları… Hank, Sanders’in oğluna masal niyetine İncil’de geçen Calut ile Hz. Davut kıssasını; Hazreti Davut’un Calut’u sapanına yerleştirdiği bir tek taş ile alnının ortasından vurarak yere sermesini anlatır. Hank’in anlattığı kıssa insana ister istemez, elle ya da sapanla tanklara atılan taşları hatırlatıyor.

28 Mart tarihinde gösterime giren Tanrı’nın Vadisi`nde (In the Valley of Ellah) filmi; son yıllarda sayısı iyice artan türden bir yapım. Film; ABD’nin Ortadoğu’daki savaşını ve bu savaşın hem savaşa direkt katılan bireyler/askerler üzerindekini etkisini hem de cephe gerisindeki halkın –hem ABD’li ebeveynler açısından hem de çaresiz Iraklılar açısından, etkisini sorgulayan bir yapım. Çarpışma (Crash) ile ilk film denemesinde Oscar’a uzanan Paul Haggis ikinci uzun metrajlı filminde yine bir sosyal yaraya parmak basmayı tercih ediyor. İlk filminde, çokça işlenen ve neredeyse posası çıkartılan bir konuyu –ırkçılığı, “Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye” lirizmi içerisinde anlatmayı seçince akademi tarafından kutsanmıştı. Aslında, var olan ve var olmaya devam edecek olan kökü derinde bir sorun “ırkçı tutum” ABD’de. Her ne kadar çekilen filmlerle sanatın, özelde yedinci sanatın, bu tutumu lanetlediği savunulmaya çalışılsa da çözüm bulma ya da çözüm üretme adına pek de bir şey yapılmadığı görülüyor. Nitekim birkaç büyük kasırga ile tekrar gün yüzüne çıkmıştı bu ayrımcı tutum…

2003 yılından bu yana Irak’ta bulunan ABD’li askerlerin yaşadığı dramı beyazperdeye taşımaya çalışan her yönetmen sonuçta bir öz eleştiride bulunmayı da ihmal etmiyordu şüphesiz, aslında bu sevindirici bir durum. En azından, hakkında yüzlerce film çektikleri Vietnam benzeri bir manzara yok karşımızda. ABD, Vietnam’da bulunma gerekçesini de “özgürlük ve demokrasi” ihracatçısı olmaya bağlamıştı nitekim. Sanırım, çocuk aklımla 90’lı yıllarda izlediğim filmler ABD’nin Vietnam’da başarılı olduğunu düşünememe sebep olmuştu. Şimdilerde çekilen filmler izleyiciye yutturamayacağı gerçeklerin olduğunun farkında ya da değil bilmiyorum ama en azından öyle bir yolu tercih etmiyor. Gerçi yakın zamanda gösterilen Krallık filmi asparagas ile aynı yöntemi denemiş olsa da ne gişede ne de eleştirmenler nezdinde pek tutulmadı zaten.

Sözü çok uzattığımın farkındayım; ama Tanrının Vadisinde filmi yukarıda söylemeye çalıştığım konularla olan akrabalığı sebebiyle bu küçük hatırlatmanın ışığında izlenmesi, okunması gerekilen bir film… Filme ismini veren Ellah Vadisi muharref İncil’deki mekânlardan birisi… Hazreti Davut’un Calut’u (ya da Golyat’ı) yere serdiği vadidir Ellah Vadisi… Dolayısıyla; Ellah Vadisi Irak olarak, sapanındaki taşla bekleyen Hz. Davut’u Irak halkı (ya da Filistin…) olarak, Calut’u da ABD ya da İsrail olarak okumak gerekir. Büyük güçler karşısında direnmeyi seçen insanlar ve tüm süper güçlerine karşın girdikleri ülkelerde yeni düşmanlar kazanan ABD…

Bir yanda oğlunu Irak’a gitme noktasında zorlayan emekli asker Hank –ki bu düşüncesini oraya özgürlük ve demokrasi götürme işi olarak ifade eder, diğer tarafta oğlunu evde, gözünün önünde tutmaya çalışan anne… Bir yanda “Irak’a gitmeden önce böyle düşünmezdim, gitmeye değmez” diyen oğlunun cephedeki arkadaşının sözleri… Gözü dönmüş bu asker insanın kanını donduracak sözlerle devam eder cümlesine “Oraya nükleer bombayı bırakacaksın, sonra da kül oluşunu izleyeceksin…” Irak’ta, özgürlük götürdükleri insanların onlara silah çevirmiş olması karşında öldürmekten haz almaya bakan canavarlara dönüşen askerler ve onların tutumu…

Sağlam bir öyküsü olan film ne yazık ki Haggis’in o usta finalleriyle sona gitmiyor. Bu da iki koca saat boyunca izlediğiniz filme dudak bükmenize sebep oluyor. Mike bunalıma girmiştir, oldukça insancıl bir sebepten elbette… Ve sonra da öldürülmüştür…

“İnsancıl”… Köpeğine zarar veren birini şikayet ederken “insancıl olma” ifadesini kullanan halktan birinin, 2003’ten bu yana Irak’ta binlerce insanın katledilmesine ne gibi bir etiket bulacağını merak etmeye hakkımız var mı?

Yapım Notları:

• Crash ile Oscar alan Haggis usta işi senaryoları ile bilinen bir yönetmen…

• Clint Eastwood’ un ses getiren son üç filminin senaristi olan Haggis, Hank rolünü aslında Eastwood için yazmıştı. Eastwood rolü kabul etmedi, ancak filmin finansmanı ve yapımı için gerekli desteği sağladı.

• Tommy Lee Jones sergilediği performans ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı elde etti.


GENÇ'ın Yazısı.