Recep İvedik ve Bir Si-Nemalanma Gerçeği
Ahmet Şahin Akbulut
Recep İvedik, toplumumuzda hepimizin bildiği adab-ı muaşeret dediğimiz ama tanımını tanımlarken bile zorlandığımız kuralları alt üst ediyor. Buna rağmen gişe rekorları kırmaya devam ediyor.
Bugünlerde vizyonda bir film var. Recep İvedik. İvedilikle açtığı ahlaki boşluklarının doldurulması gereken anti-sosyolojik bir çözümleme. Adamın birisi yüzüne ve kollarına ve bilimum yerlerine yapıştırdığı kıl, yün ve tüylerle film yaptı. 4 milyona yakın çoluk-çoluk, genç- ihtiyar, baba- oğul sinema salonlarına doldu. Bir söküğün iyice açılması gibi sosyolojik bir gerçeği, alt yapımızın ne kadar kaygan zeminlere dayalı olduğunu gösterdi bu rağbetimiz. Hollywoodvari senaryosu ve yine aynı yöreleri andıran afişi ile 13 yaş sınırının hayali bir çeper gibi konulduğu ama kimsenin uymadığı görsel facia.
4 milyon insan izlemeye gidiyor. Burada anlaşılamayan bir şey var ama ne?
Çok değil birkaç zaman önce, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Halkevleri`nce düzenlenen `Kültür ve Sanat Festivali` etkinlikleri kapsamında ünlü yönetmenler öğrencilerle buluştu.
Ezel Akay, Ömer Uğur etkinlik kapsamında düzenlenen panele katıldılar. Panelde en çok `Recep İvedik` filmi tartışıldı.
Sadece ben değil ünlü yönetmenlerin bile merakını celbetmiş bu absürd film.
"Ortada sosyolojik bir durum var. Bu kadar insan bu filmde ne buluyor, ya da bizim beceremediğimiz ne. Buradan da dönüp kendimizi sorgulamamız lazım." diyorlar. Ne seyredeceğimizi bile gişelerdeki kabarık sayılar belirlerken akl-ı selim davranmak zor, değil mi?
GENÇ'ın Yazısı.