Büyüklere Sesleniyorum: Sizin de "Daha Yolunuz Var!"
Gençler, kendileri hakkında “daha çok yolu var” düşüncesi taşıyan ve onları küçümseyen büyüklerinden nefret ederler… Bu böyle biline…
Biz gençler, zamanın ve zeminin şartlarına göre kullanılmaya çok müsait bir yapıdayızdır. Biraz iltifat ve üç-beş teşvik edici sözle, her istenilen yaptırılabilir bizlere, böyle bir inanış vardır toplumun genelinde. Mesela bir yemek davetinde, tabaklarda kalan ikramların bitirilmesi için müracaat edilen ilk kuvvet bizlerizdir. “Yiyin yiyin, siz gençsiniz, size hiçbir şey olmaz!” sözleri eşliğinde, kapasitemizin üç katına çıktığımız çok olmuştur. Ya da çok zor ve altından kalkılması güç bir iş karşısında, “genç adamsınız, hadi bir çırpıda halledin şu işi” gazlamasıyla, gençliğimizden medet umulduğu da çok görülmüştür.
Diğer yandan, çoğunluğun gençlerden oluştuğu bir konferans salonunda, konuşmacıların neredeyse %90’ı, “yarınlar sizin, geleceği sizler inşa edeceksiniz” minvalli cümleler kurmaktan geri durmazlar. Gençliğe verdikleri önemden bahseder, enerji ve heyecanın gençlerde olduğunu, kalplerinin gençlerle birlikte attığını tekrar ederler sık sık.
Tüm bunlar normaldir aslında; elbette ki gençler geleceğin mimarlarıdır, yarınların söz sahipleri ve ihya edicileridir. Bu yüzden de onlara, mümkün mertebe heyecan ve ufuk aşılanmalı, damarlarına karışacak sözlerle kalpleri kazanılmalıdır. Bu hep böyle olmuştur, böyle de olacaktır, bu kısımda bir problem yok. Peki sıkıntı nerededir? Ya da tüm bu anlatılanlar içinde, eksik ya da yanlış olan şey nedir? İzah edelim hemen:
Gençlere inandığını ve gençleri önemsediğini söyleyen pek çok kuruluş, pek çok kimse, işin esasında gençlere çok da ehemmiyet vermiyor; gençlerin dilini doğru okuyamıyor ve anlayamıyor. Meselenin edebiyatını ve gösterisini çok iyi yaptıkları halde, uygulamaları ve halleriyle, gençleri es geçiyorlar, onlara gereken samimiyeti ve ilgiyi göstermiyorlar. Kameralar ya da mikrofonlar önünde gençlere yönelik olarak “sizler bizim her şeyimizsiniz” sözleri yankılansa da, kalplerde ve fiili uygulamalarda “gençler köpük gibidir”, “çoluk çocuk işi değil bunlar” ve “onların daha çok yolu var” anlayışı kol geziyor. Hâl böyle olunca da, geleceğin gençleri olarak tarif edilen insanlarla sağlıklı bir birliktelik sağlanamıyor, bereketli çalışmalara imza atılamıyor. Ardından da, üç-beş senede bir gündeme gelen o meşhur sorular tekrar ediliyor: “Biz nerede yanlış yaptık, neden sahip çıkamıyoruz evlatlarımıza, gençlerin gönlüne nasıl girilecek?”
Hâsılı, demek istediğim özetle şudur:
Gençlere ilgi, sevgi ve alaka gösterdiğini, onları önemsediğini ifade eden ve bu anlamda bir dert içinde olan herkes, her kuruluş, her topluluk, öncelikle samimi olmalıdır. Gerçekten mi gençleri önemsiyorlar yoksa konjonktür gereği mi onlarla birlikte gibi görünüyorlar, bu konuyu sağlıklı bir şekilde masaya yatırmalılar. Bir yandan “sizler her şeye layıksınız” deyip, diğer yandan en ufak bir inisiyatifi bile gençlere vermekten imtina ediyorlarsa, büyük bir yanılgı içinde olduklarını bilmeliler. Çünkü gençler, kendilerine gerçekten güvenmeyen, sözlerini önemsemeyen ve hâlleriyle hâllenmeyen hiçbir kimseye, hiçbir kuruluşa, hiçbir topluluğa yâr olmazlar. Angarya işlerde aranan, önemli işlerde ise yok sayıldıkları yapılarda, kendilerine ne kadar değer verildiğini hemen anlar ve öyle yerlerden buz gibi soğurlar. Gıyaplarında kendileri hakkında “daha çok yolu var” düşüncesi taşıyan ve onları küçümseyen büyüklerinden nefret ederler… Bu böyle biline…
***
Allah Rasûlü, gencecik gençlere büyük sorumluluklar verdi, onlarla gerçekten yapıcı ve samimi bir ilişki kurdu. Ashabın gençlerinden hiçbirini küçümsemedi, hiçbirine “bundan adam olmaz” gözüyle bakmadı. Şimdiki büyüklerin “çocuk” olarak niteleyeceği insanlarla müthiş bir harmoni oluşturarak ezelî kelamı ve gerçek insanlık ufkunu dünyanın dört bir yanına yaydı. O gençlerin her biri Efendimiz’le daha da özgüven kazandı, O’nun vesilesiyle erişilmez payelere ve büyüklüklere ulaştı…
Efedimiz’den ilham ve örnek alarak gençleri gerçekten önemseyenlere ve onlara yürekten değer verenlere müjdeler olsun… Gençliğin derdiyle dertlenenlere selam olsun, helal olsun…
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.