Haaayııır!..
- Güzin abi, benim adım Ubeyde, sorunlarım var.
- Dertsiz kimse yok ki Ubeyde. Dert neredeyse derman onu arar korkma. Anlat bakalım ne tür sorunların var.
- 21 yaşıma geldim ama hala “hayır” demeyi öğrenemedim. Kendi zararıma dahi olsa, biri benden bir şey istese ya da bir teklifte bulunsa kabul ediyorum. “Hayır yapamam” ya da “hayır olmaz” diyemiyorum. Bana yardım edebilir misin?
- Hayır edemem :)
- Şakanın sırası mı abi? Kalbimi kırdın.
- Subhanallah. Yahu güzel kardeşim, latife yaptım. Alınma hemen. Anlaşıldı senin neden hayır diyemediğin. Kendine “hayır” dedikleri zaman çabuk yıkılıyorsun sanırım. Bu yüzden de kimseye hayır dememeye çalışıyorsun. Yani yine kendini düşünüyorsun, başkalarını değil, seni seni.
- Aslında hiç böyle düşünmemiştim. Haklı olabilirsin abi. Bunu söylemen iyi oldu. Peki sadece kendimi düşündüğüm için mi hayır diyemiyorum, başka sebepleri yok mudur?
- Birçok sebebi var Ubeydeciğim. Psikiyatr Özlem Mestçioğlu neden hayır diyemediğimizi çok güzel özetlemiş. Aşağı yukara şu sebeplerden dolayı hayır diyemiyoruz: “İnsanların isteklerine, taleplerine olumsuz yanıt vermenin yani “hayır” demenin o kişiyi reddetmek, geri çevirmek olacağını düşünerek "hayır" demekten çekiniriz. "Hayır" dediğimizde ilişkilerimizin zedelenebileceğini düşünürüz, hatta ilişkilerin bitme noktasına gelebileceğinden endişe duyarız ve bu kaygılar hayır dememizi zorlaştırır. Bencil olarak algılanabileceğimizi düşünerek hayır demekten korkarız. Herkesle iyi olmak, herkesi mutlu etmek ve dolayısıyla da herkes tarafından sevilebilmenin yolunun her şeye “evet” demekten geçtiğini düşünerek "hayır" demekten kaçınırız. "Hayır" denilmesinin kendimizi ne kadar olumsuz olarak etkileyeceğini düşünerek "hayır" diyemeyiz kolayca. "Hayır"ın ne zaman ve ne şekilde denileceğini öğrenememiş olduğumuzdan "hayır" diyemeyebiliriz.”
- Sahiden bu saydıklarının hepsi bende var güzin abi. Ne yapacağım sence?
- Kelin ilacı olsa başına sürer. :) Bakma böyle konuştuğuma, bende de hiç “hayır” yoktur. Aslına bakarsan hayır dememek de güzel bir şey. Yani bunu çok büyük bir problem gibi algılamamak lazım. İşin püf noktası, yeri ve zamanında “hayır” demeyi bilmek. Şecaatli olmak, cesaretli olmak yani. Mesela ders çalışıyorsun ve o sırada telefonun çalıyor. Arkadaşların kapıda olduklarını ve hemen dışarı çıkmanı söylüyor. Ne yaparsın?
- Dersim var çalışmam lazım derim. Ama onlar ısrar eder ve beni yine aralarına almayı başarırlar.
- İşte o noktada hayır diyebilmen lazım Ubeyde. İsterlerse sana kırılsınlar, küssünler. (Küsmek de çocuk işi de neyse :) Emin ol hiçbir şey kaybetmezsin. Mesela benim en yakın arkadaşlarım, keşke zamanında hayır diyebilseydik diye çok yakınıyorlar şimdi. Hayır diyemedikleri için boşa geçen onca zaman geri gelmiyor artık. Geriye ne kalıyor: Pişmanlık ve üzüntü. Hem bahsetttiğin türdeki arkadaşların insana verdiği zararı sana anlatsam sayfalar yetmez. Köpük gider sel kalır Ubeyde. Bugün hayır diyemediğin için yarın çok üzülebilirsin. Ama püf noktayı unutma, yerinde ve zamanında “hayır” diyeceğiz.
- Yeri ve zamanını nasıl bileceğim peki?
- İşte burada kişi kendini yoklayacak. Karşılaştığı teklif ya da isteği iyice tahlil edecek. Aslında vicdanımız hayır dememiz gereken şeyi ilk anda fısıldar kulağımıza. Mühim olan o sesi duyabilmek ve gereğini yapabilmek. Hayatta önem verdiğimiz şeyler ne ise o yöne doğru yöneliriz. Senin için futbol bir sevdaysa, yapacak daha önemli işlerin olduğu halde öylesine bir maç teklifini bile kıramazsın. Belki de “hayır” demeyi öğrenmeden önce önceliklerimizi çok iyi belirlememiz gerekiyor. Aksi halde, rüzgarın akışına kapılmış bir yaprak gibi, oradan oraya sürükleniriz Ubeyde. Sonra da esefle anarız geçmiş günleri.
- Haklısın abi. Önceliklerimi belirleyeceğim, ona göre de gereken yerde “hayır” demeye çalışacağım.
- Sonuçta kendin kazanırsın Ubeyde. Hayat kısa ve yapılacak iş çok. Başıboş da yaratılmadık zaten. Bize ne derse desinler, gerektiğinde kınanmayı ve kötü duruma dahi düşmeyi göze alarak “hayır” diyebilelim inşallah. Bakarsın o sayede her işimiz hayır olur ne dersin?
- Hayırolsun abim. :)
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.