Dünyanın geleceğini şekillendirebilecek medeniyet tecrübesine biz sahibiz; medeniyet tecrübemizi, tarihî zenginliğimizi, kültürel derinliğimizi keşfedip yeniden dünyaya sunabilecek bir fikrî ve zihnî performans ortaya koyduğumuz zaman dünyanın geleceğinde yeniden tarihî bir rol oynayabiliriz.

Külliyat Yayınları bir medeniyet fikriyatı oluşturmak için yola çıkmış bir yayınevi. Dünyadaki bütün büyük atılımların önce başka medeniyetleri, kültürleri, düşünce sistemlerini tanımakla başladığından yola çıkmış. Hz. Mevlânâ’nın pergel metaforundan yola çıkarak, fikrî bir birikim oluşturmayı amaçlıyor. Bunun için ise yapacağını net bir şekilde ortaya koymuş: Bütün medeniyetlerin külliyatlarını yayımlamak. Böylece bir medeniyet fikriyatı ve tasavvuru oluşturmak isteyen yayınevinin editörü Yusuf Kaplan’la konuştuk:

Önce, Külliyat Yayınları niçin kuruldu diye sormak isterim.

Türkiye’de 28 Şubat sürecinin etkisiyle sarsıcı bir zihnî savrulma yaşıyoruz. İslâmî çevreler, bir yandan hızla varoşlardan kentlere doğru yürürken, öte yandan da hızla sekülerleşiyorlar. Medeniyet dinamiklerimizle ilişkilerimiz kökten koparıldığı için, hiçbir şeyin oturmuş geleneği yok. Böylesi bir ortamda, esen rüzgârlara karşı köklü, muhkem direnç biçimleri geliştirmekte zorlanıyoruz. O yüzden 28 Şubat sürecini laikler değil, aslında bizatihî İslâmî kesim içselleştirdi. 28 Şubat’ı laikler geliştirdi ama İslâmî kesim uyguluyor. Bu zihnî savrulmanın fikrî çabaları ikinci plana ittiğini gözlemliyoruz. 28 Şubat öncesinde İslâmî kesimde iyi kötü bir okuma alışkanlığı vardı; 28 Şubat’la birlikte bu da ciddî bir şekilde aşındı; İslâmî kesimlerde çürütücü bir magazinleşme, popüler kültür biçimleri yaygınlaştı. Bu gidişe dur denilmesi gerekiyor. Çünkü bu ülkede gerçekten esaslı şeyleri sadece İslâmî kesimler söyleyebilir. Seküler çevrelerin bu ülkede söyledikleri ve eyledikleri Batılıların karikatürü olan şeyler sadece. Türkiye’de büyük bir yanlışlık yapılıyor: Dünyanın geleceğini şekillendirebilecek medeniyet tecrübesine biz sahibiz; medeniyet tecrübemizi, tarihî zenginliğimizi, kültürel derinliğimizi keşfedip yeniden dünyaya sunabilecek bir fikrî ve zihnî performans ortaya koyduğumuz zaman dünyanın geleceğinde yeniden tarihî bir rol oynayabiliriz.

Peki, ne tür projeleriniz var?

Hem İslâm, hem Batı, hem de Doğu medeniyet havzalarının klasik metinleriyle, çağdaş klasiklerini yayımlaycağız. 12 ciltlik bir Düşünce Tarihi Ansiklopedisi projemiz ve 20 ciltlik bir İslâm Medeniyeti projemiz var. Ayrıca, Batı kültürünü de şimdiye kadar yapıldığı gibi eklektik bir şekilde, mitleştirerek değil, olduğu gibi aktarmak istiyoruz. Meselâ Nietzsche Külliyatı bunlardan biri. Nietzsche, bize son derece çarpık bir şekilde nihilizmin, ateizmin babası diye tanıtıldı. Oysa bizzat kendi eserlerini dikkatle okuduğumuz zaman onun bir putkırıcı ve yılmaz bir hakîkat arayıcısı olduğunu görmekte zorlanmayız. Bizim yayımladığımız Putların Alacakaranlığında ve Deccal-Sahte İsa başlıklı kitapları, Nietzsche’nin itibaren antik Yunan’dan Batı düşüncesini sığlaştıran ve aklı putlaştıran yaklaşımla ve Tanrı tasavvurunu sakatlayan Hıristiyan gelenekle kıyasıya savaşır. Bütün medeniyetleri, dinleri dolaşır ve sonunda “İslâm’ın önünde diz çökmeliydik” diye haykırır. Diğer projeler olarak da, İslâm Düşüncesi’nin klasiklerini ve çağdaş klasikleri de yayımlayacağız. Medeniyet Araştırmaları’ndan Sosyal Teori Külliyatı’na, Kültürel Teori Külliyatı’ndan Film Teorisi, İletişim Teorisi, Selçuklu, Osmanlı ve Endülüs Düşüncesi Külliyatlarına kadar bütün medeniyetlerin dün ve bugün çığır açan ve yarın çığır açacak metinlerini, düşünürlerini yayımlayacağız. Malik Bin Nebi Külliyatı’nı da, Nakib el Attas Külliyatı’nı da, Cabiri ve Hanefî külliyatlarını da basacağız. Bu arada Batı’da öncü fikirler geliştirmiş Whitehead, Mumford, Nisbet, Shills gibi teorisyenlerin kitaplarını da, bu teorisyenlerin oluşturdukları düşünce geleneğinin çağdaş temsilcileri olan örneğin John Millbank’ı (Seküler-Aklın Ötesi) gibi parlak teorisyenlerin kitaplarını da neşredeceğiz.

Size başarılar diliyoruz. Allah utandırmasın, rüyalarınızı gerçeğe dönüştürsün.


GENÇ'ın Yazısı.