Cantürk Genç / Genç Haber Merkezi / @canturkg

Tamamen O`ndan geldiği hâliyle tahayyül edin İslâm`ı. Hiç kul eli değmemiş, kimsenin kendine yontmaya gayret bile göstermediği hâliyle. Kirli ellerimizle -sanki gereği varmış gibi- yüceltmeye çalıştığımız şekliyle değil, tam tersi en duru, en saf, en berrak hâliyle...

Hırs karışmamış hiç, günah da tabî. Müslümanların yaşadığının yansıması yâhut bizden ötekilere caka satma arzusundan dahî uzaktayken gibi. Zihninizde tabloya dökebildiniz mi şimdi bu güne kadar resmedilmiş en sanatsal tabloyu? Üstüne tek bir renk daha eklenmesinin beyhûde ve hattâ günâh olduğu o tabloyu.
 
Şimdi hayal dünyasından çıkıp bizden önceki İslâm`ı bir kenara bırakarak elimizde olan, üstüne bırakın renk eklemeyi, kompozisyonunu değiştirmeyi bile marifet ve görev olarak gördüğümüz, pis ellerimizle ismini kirlettiğimiz İslâm`ı düşünelim. 
 
Peki kirli ellerimizle ne yaptık İslâm`a biz, nasıl düşünerek, davranarak kendi seviyemize çekmeye çalıştık? Çokça şey sıralamak mümkün aslında, ya da yüzümüz yok diyerek sessizleşmek lâkin madem buraya kadar geldik bir kaç kelâm etmek gerek şimdi yâhut orta yolu bulup riyâ üstünde duralım.
 
Riyâ, İslâm`dan bahsederken nasıl vücut bulur değil mi? "İslâm bizsiz daha güzel" sözünün temel taşı da bu cümle zaten. Müslüman âleminden kendi coğrafyamıza inersek, örnekler daha da akılda kalıcı olur. Başlayalım o vakit.
 
Cumhuriyet kurulurken güçsüzdük, çok ezildik. Her darbede daha da tepe taklak olduk. Dünya müslümanlara zulmederken elimizle düzeltemedik. Fakat tüm bunlardan daha garip bir hâl var üstümüzde.
 
Sesimiz çıkmaya başladı, tepki vermeyi pek etkili olmasa da öğrendik. Susmama, konuşma ve hattâ sesimizi yükseltme hakkımız bile var artık. Ama biz daha önemlisi kaybetmeye başladık. 
 
Meydanlarda boy göstermeye başladık son yıllarda, ne güzel. Peki meydanlarda gururla attığımız sloganlarımız bizimle ne kadar uyuştu? 
 
Bir kaç konu daha var doğal olarak. İslâm`ı neden kendimize yontmaya çalıştık? İslâm için ne kadar emek verdik? Kendimizi ne kadar düzelttik ki başkasına yol gösterir olduk? Hem de kendimizden gördüğümüz insanları üzerek onları kendimizden uzaklaştırarak. 
 
Hep en düzgün, en duru yol benimmiş gibi gelir insana. "Adım, ailem, takımım, fikrim ve inancım... Herkesin var bir yanlışı fakat ben en temizim. Yaptığım yanlışların tümü için var bir bahanem, hem elimde değil ki, gücüm bu kadar.". Tanıdık geldi mi bu cümleler?
 
Hülâsa insan ömrünce hatalarıyla var olur, hatâ yapmanın önüne geçmek zor. Kabul. Fakat riyâ o da mı insanın fıtratında var? Savundukları ile fiiliyata döktüklerimiz nede bu kadar zıt?
 
Düşünelim biraz üstüne ve tabi ki bir çözüm bulalım nihayetinde. Lâkin içinde bulunduğumuz duruma göre ne yazık ki, İslâm bizsiz daha güzel.


Cantürk Genç'ın Yazısı.