Kamil Özgüven

Eki (iki) kulak bir avuz(ağız) çok eşıt az sozle.

(Kırım-Karay atasözü)

İletişim kurmanın ilk ve en önemli adımıdır. Ve genellikle pas geçilir. Sanılır ki iletişimin anahtarı karşılıklı konuşmaktır. Oysa bu tamamen bir yanlış anlamadan ibarettir. İletişimin anahtarı karşılık konuşmak değil; dinleşmektir.

Dinleme iddialarının gündemi belirlediği bir ayı geride bıraktık. Söz konusu iddialar gündemi sarsarken, pek çoğumuzun zihnine dinleme/dinlenme konuları ile ilgili hayli olumsuz düşünceler yerleşti(rildi). Oysa toplumsal diyaloğun gelişmesi adına; telekulak yöntemiyle bile olsa, artık bu ülkede birilerinin birilerini nihayet dinlemeye karar vermiş olması kadar sevindirici bir gelişme olamaz. Şaka bir yana; dinlemek, iletişim kurmanın ilk ve en önemli adımıdır. Ve genellikle pas geçilir. Sanılır ki iletişimin anahtarı karşılıklı konuşmaktır. Oysa bu tamamen bir yanlış anlamadan ibarettir. İletişimin anahtarı karşılık konuşmak değil; dinleşmektir.

Anlamanın Peşin Şartı

Hz. Mevlana Mesnevi`sine: “Şu neyin neler söylediğini can kulağı ile dinle...” diye başlar. Tıpkı Kur`an-ı Kerim`in; dinlemenin, akılla gözle yapılan çeşidi sayabileceğimiz “Oku!” emriyle başlaması gibi. Özünde bakmak da okumak da; dinlemek gibi bir anlama, algılama çabasıdır. Bu açıdan bakıldığında sadece iletişimin değil; hayatı anlamaya dair her çabanın ilk adımı dinlemektir.

Zümer suresi 18. ayette denir ki: "Onlar ki, söz dinlerler ve en güzeline tabi olurlar. İşte Allah`ın hidayete erdirdikleri bunlardır. İdrak ve insaf sahibi olanlar da yine bunlardır."

Ayetin baş kısmını göz ardı etmeksizin “idrak ve insaf sahibi olanlar da yine bunlardır.” kısmını, bilhassa şahsi gelişim açısından irdeleyelim biraz: “Kimlerdir idrak sahipleri?” diye sorduğumuzda; ayet bize şöyle cevap veriyor: (söz) Dinleyenler. Demek ki anlamanın (idrak) peşin şartı dinlemektir.

Liderliğin Olmazsa Olmazı

Sadece anlamanın değil adil ve doğru kararlar vermenin yolu da buradan geçiyor. Dikkat ettiyseniz ayette insaf sahibi olmak ve dinlemek arasında bir ilişki kurulmuş. Öyleyse insaf kelimesinin anlamına bakmakta fayda var: İnsaf kelimesini “Hakka ve adalete uygun davranış, nefse değil vicdana uyarak, adaletle hareket etme, merhametli davranma.” olarak tanımlıyor İlhan Ayverdi`nin Misalli Büyük Türkçe Sözlük`ü ve bir hadisle örneklendiriyor: “İnsaf dinin yarısıdır.” Öyleyse dinlemek: Anlamanın yanı sıra; doğru karar vermenin, adaletle hükmetmenin de ilk şartı. Yani liderliğin de olmazsa olmazı.

Bencilliğin Çözümü

Dinlemek; ayrıca sık rastlanan bir karakter bozukluğu olan bencilliğin de çözümüdür. Bencillik, iletişimin önündeki en büyük engeldir. Diyalogların monologa dönüşmesinin başlıca sebebidir. Ve iletişim işlemini işlevsiz kılar. Çünkü iletişim işteş bir eylemdir. Ve karşılıklıdır. Yani birden fazla kişi tarafından, etkileşim içinde yapılır. Dinleme yoksa karşılıklı etkileşim de yoktur. Yani mesajımızı karşı tarafa tek yanlı olarak (bencilce) dikte etmiş oluruz sadece. Bunun adı iletişim değil, iletimdir. Oysa dinleyerek; karşımızdakinin fikir, duygu, düşünce ve ihtiyaçlarını öncelemiş oluruz. Ki bunun iletişimdeki karşılığı cömertlik, duyarlılık ve fedakarlıktır. Daha iletişime başlarken bu mesajları verebildiğinizde karşınızdakinin içtenlik katsayısını varın siz hesaplayın bakalım.

Dinlemek Mesajdır

Dinlemek, sanıldığının aksine; kendimizi salt karşıdan gelen mesaja açmak değildir. Sadece dinleyerek karşımızdakine aynı anda pek çok mesaj veririz. Ve bu mesajlar, toplamda iletişim çabamızın başarıya ulaşmasına büyük katkılar sağlar. Dinleyerek verdiğimiz mesajların başlıcaları şunlardır:

1- Fikirlerimi sana dikte etmek niyetinde değilim.

2- Seninle iletişim kurmaya hazır ve açığım.

3- Seni dinleyerek; pasif olmayı kabul ediyorum. Böylelikle önyargılı ve saldırgan olmadığımı anlamanı istiyorum. Senden de aynısını bekliyorum .

4- Duygularını ifade etmen için sana fırsat tanıyorum. Çünkü amacım seni rahatlatmak ve yardım etmek.

5- Bütün bunların toplamında seninle iletişim kurma çabamda samimiyim.

Nasıl Dinleyelim?

Dinleme eyleminden etkin sonuç almak için yapmamız gerekenlerse şunlar:

1- Susun: İyi bir dinleyicinin en temel becerisi susmaktır.

2- Rahatlatın: Karşınızdaki kişi için; rahatça konuşabileceği duygusunu veren bir atmosfer oluşturun.

3- Dikkat Dağıtıcıları Uzaklaştırın: Elinizdeki anahtarlık, kalem vb. nesnelerle oynamak, kağıt karıştırmak, karalama yapmak gibi dikkat dağıtıcı davranışlardan kaçının.

4- İlginizi Gösterin: Başınızı çevirerek değil; bütün vücudunuzla dinlediğiniz kişiye yönelerek dinleyin. Göz teması kurun. Yüzüne bakın. Konuşmasının uygun yerlerinde başınızı sallayarak, evet, hayır, anlıyorum gibi kısa kelime ve cümleler kullanarak geribildirimde bulunun.

5- Söz Kesmeyin: Geribildirim ve soru cümleleri dışında sözünü kesmeyin.

6- Sorun: Soru sormak konuşan kişiye ilgi duyduğunuzu gösterir ve onu; konuşmayı sürdürmek konusunda cesaretlendirir.

7- Empati Kurun: Kendinizi samimiyetle karşınızdakinin yerine koyun ve onun ne hissettiğini anlamaya çalışın.

8- Kızmayın: Kızgın bir insan çoğunlukla karşısındakini yanlış anlar ve kendini güç durumda bırakacak tepkiler verir. Bu sebeple hemen karşılık vermeyin.

9- Yargılamayın: Sorunun ne olduğunu iyice anlayana kadar yargıda bulunmayın. Eleştirici ve tartışmacı bir tutum, konuşanı savunucu olmaya yöneltir ve öfkelendirir. Ayrıca kişiler yargılanmadıkları için anlaşıldıkları duygusunu yaşarak başlangıçta söylemeyi düşündüklerinin daha fazlasını söyler ve daha dürüst davranırlar. Karşılarındakini dinleme ve anlamaya hazır hale gelirler.

10- Anladıklarınızı Kontrol Ettirin: Söylenenleri doğru anlayıp anlamadığınızı; dinlediklerinizi kısaca ve yüksek sesle tekrar ederek karşı tarafa kontrol ettirin.

11- Acele Etmeyin: Anladığınızı düşündüğünüzün hemen üstüne atlamayın. İyice emin olduktan sonra konuşmaya girmek için en uygun anı bekleyin.

Hatalı Dinleme Türleri

Görünüşte Dinleme: En yaygın dinleme türüdür. Kişi dışarıdan dinliyormuş gibi görünür ancak; iç dünyasında bambaşka konularla meşguldür.

Seçerek Dinleme: Bu tip dinlemede; dinleyen, karşısındakinin sözlerinden yalnızca kendini ilgilendirilen kısımları duyar, diğer söylenenleri dinlemez.

Saplantılı Dinleme: Bilhassa duygusal yönden saplantılı kişilerin; dinlediklerini, yanlı ve yanlış yorumlama eğiliminde oldukları dinleme biçimidir.

Savunucu Dinleme: Bu tip dinleyiciler her söyleneni kendilerine yönelmiş bir saldırı olarak algılar ve ilk fırsatta karşı saldırı ya da savunmaya geçerler.

Tuzak Kurucu Dinleme: Bu kişiler seslerini hiç çıkarmadan dinleme eğilimindedirler. Ancak bu onların samimiyetlerinden kaynaklanmaz. Aksine; dinlediklerinden yararlanarak karşılarındakini zor duruma düşürecek fırsatı ararlar.

Yüzeysel Dinleme: Üstünkörü, yüzeysel dinlemedir. Bu şekilde dinleyenler, kelimelerin sözcük anlamlarında veya kendilerince olan anlamlarında gezinip dururlar. Yukarıda saydığımız hatalı dinleme türleri aslında dinleme sayılmaz. Dinliyormuş gibi yapıp karşımızdakini ya da kendimizi kandırmanın yoludur bunlar. İletişimin samimiyet ilkesine terstir ve çoğunlukla ters teper.

İşin Özü:
Dinleme; iletişim, anlama ve doğru kararlar vermenin ilk şartıdır. İlgi, samimiyet ve dikkatle yapılmalıdır. Liderlik özelliğidir. İletişimde karşılıklılık ilkesinin gereğidir. Dinleme yoksa yapılan iletişim değil, iletimdir.


GENÇ'ın Yazısı.