Selman Sami Taşçı / Genç Haber Merkezi / @selmantsc

Dînî Hikâyeler” adlı bir kitap gördüm. İçinden rastgele bir sayfa açıp okuyacaktım. Hırsızlıkla ilgili bir hikâye çıktı. Okumaya başladım, okudum, okudum, okudum… Bir anda bir düşünce bırakmamacasına aklımı sardı. İnsanlar niye hırsızlık yapar? Niye ona gerek duyar? Herkesin rızkını Allah vermiyor mu? Yoksa onların rızkı hırsızlıkta mı? Derken bu düşünceleri aklıma şeytanın soktuğunu anladım. Hırsızlığın şeytan ve nefisten olduğunu, insanın isterse taştan su çıkaracağını biliyoruz. En güzeli kendi alın terimizle kazandığımız helâl kazançtır diyor, sizlere bu okuduğum hikâyeyi paylaşıyorum, buyrun okumaya:

“Din îmân bilmez iki hırsız, bir çuval altın ele geçirir. Nasıl geçirdilerse, hırsızlık yoluyla mı, yoksa gasp yoluyla mı nasılsa bir çuval altın elde etmişlerdir. Biz şimdilik işin sonuna bakıp ibret alalım…

Bu hırsızlar altını korkularından dağa çıkarır, kimse çakmasın, anlamasın, duymasın diye, alıp şehirden uzak bir yere götürürler. Suçlu adam sineğin cızıltısından nem kapar, huzursuz olur mâlûm!..

Bir gün, iki gün derken dağda yiyecekleri biter. Altını yiyecek değiller ya! Sonra aralarında kura çekerler. Biri şehre inip yiyecek içecek alacak, biri de dağda altınları bekleyecektir. Kura böyle çıkar. Kasabaya yemeklik almaya inen, yiyecekleri alır, dönerken aklına şeytan vesvese verir: Bu altınları niçin paylaşayım diye düşünür ve tekrar kasabaya döneyim, biraz zehir alayım yemeğin içine koyayım. Onu arkadaşıma vereyim. O da bunu yiyince zehirlenip ölsün. Sonra bir çuval altın da bana kalsın. Onu buraya bir yere gömeyim, sonra lâzım oldukça çıkarayım ve bozdurup bozdurup yiyeyim, diye düşünür. Altınların başında kalan da, kendi kendine şöyle düşünür.

“-Şu taşın arkasında oturup arkadaşım gelirken bir kurşunla onu öldüreyim ve bütün altınlar bana kalsın,” der. Altınların başında kalan kişi, arkadaşı yanına yaklaşırken çeker tabancasını, arkadaşını vurur. Sonra kendisi de oturup zehirli yemeği yer oracıkta ölür. Bir çuval altın dağda hayvanlara kalır.”

Hikâyede de görüldüğü gibi, şeytan insanların aklına girer, insanları yönetir. İki arkadaştı bunlar, ama birbirini öldürmek için plan yapan iki arkadaş. Onların arkadaşlığı görünürdeydi bence, aslında ikisinin de arkadaşı şeytandı. Ve şeytanla arkadaşlık yapanların sonu da acı bir ölüm oldu… 

Editör Notu: Tırnak içindeki bölüm Yusuf Tavaslı`nın "Dînî Hikâyeler Yorum ve Açıklamalar" kitabından alınmıştır.


GENÇ'ın Yazısı.