Bundan tam 84 ay önce yola çıktığımızda “Tek hünerimiz var, samimiyetimiz” demiştik. Şimdi gelip geçmiş bu 84 aya bakıp mahcup bir hamd hissiyle diyoruz ki samimiyet iyi bir şeydir ama heyecansız samimiyet hiçbir şeydir. Asıl olan heyecanla yola düşmüş samimiyettedir. Samimiyet bir Hak çerağıdır ki ancak heyecan aleviyle ışık verebilir. Diriliğin kaynağı heyecandır. Hayattan gayeyi bildiren heyecandır. Kımıldayan, dönen, yeşeren, büyüyen, değişen ne varsa bunu heyecan sırrıyla yapmaktadır. İş üstüne işin, oluş üstüne oluşun birbirini takip ettiği şu kâinatın özü, esası ve devamı heyecanladır, heyecandadır. İnsanın ölümü aslında heyecanın ölümüdür. Heyecanını yitiren sadece kendisini değil varlık sebebini, şükrünü ve özünü de hükümsüz kılar.

GENÇ, en başından beri “biz varız ve bir iddia ile buradayız” dediyse bunun kaynağı heyecanıydı. Her sözümüz, her yazımız, her çizgimiz o heyecanı dillendirmeyi hedefledi. Biz o heyecanı birkaç yazarın ya da köşenin malı gibi görmedik. Biz o heyecanı yazıların ana fikri, sözlerin vardığı yer veyahut hâsıl-ı kelam gibi de değerlendirmedik. Biz o heyecanı baştan aşağı varlık gayemiz olarak gördük, hissettik ve bu zamana kadar da bilfiil yaşadık. Bizi, şu kadar zamandır, şu dolulukta, şu kıvam ve kalitede bir gençlik dergisi çıkartabilmeye muvaffak kılan, mahiyetini bilemediğimiz ve fakat kendi dar, kısıtlı ve eksik aklımız ve dimağımızla bizden olmadığını bildiğimiz o heyecandır. Evet, biz o heyecanı en başından beri bir çağıltı olarak her zerremizde yaşadık. GENÇ için doğrulduğumuz, ayağa kalktığımız, yöneldiğimiz ve yürüdüğümüz her işte o heyecanın sesinin arştan dünyaya dökülen bir çağlayan gibi kulaklarımızı ve sadrımızı doldurduğuna şahit olduk. Ne yaptıksa o heyecanla yaptık; sadrımızı doldurmuş olan o heyecanı nasibimiz ve nasibiniz kadar satırlarımıza nakşettik. Derûnumuzdan kopup gelen o heyecanı eli, gözü, zihin ve kalbi ile dergimize dokunan herkes hissetsin istedik.

84 sayılık GENÇ yolculuğu her ayında tazelenen bir heyecan yolculuğudur. Ne yaptınız, ne yapıyorsunuz, ne yapacaksınız diyenlere sözümüz işte budur: Biz heyecanla çıktık, heyecanla yürüdük; bundan sonra da heyecanlanarak ve heyecanlandırarak yürümeye devam edeceğiz. Biliyoruz ki heyecanımızı yitirdiğimizde artık çıkmamızın bir anlamı kalmayacak. Heyecanımızı yitirdiğimizde belki yaşamamızın da anlamı kalmayacak.

Sekizinci senemize işte bu heyecan tazelemesi ve şükür hissiyle giriyoruz. Rabbimize bizi böyle güzel bir işle buluşturduğu için hamd ederiz. Hamd ve sevinçle heyecanlandığımız şu mutlu anımızı bizimle paylaşarak tebriklerini ileten kıymetli okuyucularımıza teşekkür ederiz. Her sene olduğu gibi yine güzel ve iyiye doğru değişerek girdiğimiz yeni dönemimizin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz.

Yeni dönemde hediye kitabımız 365 Sahabe Ölçüsü başlığını taşıyor. Sahabe ölçüleri çok önemli, çünkü kitabın yazarı Mehmet Köprülü’nün de ifade ettiği gibi biz dünyaya, hayatımızı onların ölçülerine göre tanzim etmek için geldik, çünkü onların ölçüleri daha hayatlarında iken cennet ve rıza mührü ile onaylanmış ölçülerdi. Kitabımızı beğeneceğinizi ümit ediyor, beğeni ve tavsiyelerinizi yakınlarınızla paylaşmanızı umuyoruz.

Bir sonraki sayıda buluşmak temennisiyle Kurban Bayramınızı tebrik ederiz. Allah’a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.