Hakikati Anlatmanın Farklı Yolları Var
Birkaç üniversiteli gencin bir araya gelerek meydana getirdiği Sözler Köşkü programı, birbirinden güzel ve “tam genç işi” diyebileceğimiz muhtevasıyla dikkatleri çekmeye devam ediyor. Mizahi, eğlenceli, sevdiren ve kendilerine has tarzlarıyla kısa sürede büyük beğeni toplayan bu genç arkadaşlar, gerek TV gerekse sosyal medya üzerinden ciddi bir takipçiye ulaşmış durumda. Sözler Köşkü ekibinden Mehmet Yıldız’la neler yaptıklarını konuştuk…
Konuşan: Süleyman Ragıp Yazıcılar
Seni tanıyabilir miyiz? Neler yaptın daha önce, nerelerde bulundun? Şimdi ise neler yapıyorsun, neler okuyorsun, iş-eğitim ne durumda?
Mersinli alevi bir ailenin Mehmet Yıldız isminde, tantuniyi çok seven bir ferdi olarak büyüdüm. Tabi bu büyüme evrem dizilerdeki kadar rahat olmadı. Hayatın keyifli geçtiğini zannettiğim günlerde; hani bilirsiniz Firavunun türevi bir adam oluvermişsinizdir bu süreçte... İşte böyle yaşarken bile kalbim daraldığında çevremde kimsenin elinin kalbime yetmemesi, kalbimin yapıldığı fabrika ve kalbimi yapan Sanatkar(c.c.) arayışına itti beni. İyi ki de itmiş elhamdülillah ite kaka bu yolu bulduk. :) Sonra kader diğer sürprizlerini tecelli etmek için benim biletimi İzmir’e kesmiş meğer. Ege üniversitesinde matematik bölümünü bitirdikten sonra ise ikinci meslek olarak matematik öğretmenliği yapıyorum.
İlk mesleğim mi? Rabbimi tanımak…
Sözler Köşkü programından bahsedebilir misin bizlere? Nedir, kimler var ekipte, nasıl ortaya çıktı, neler yapıyorsunuz?
İzmir’de birkaç üniversiteli gencin birleşerek; bir bebeğin annesinin meme musluklarından beslendiği gibi Risale-i Nur’un iman hakikatlerine doyurduğu musluklarından beslenerek iman gelişimimiz başladı. Sonra dertlenmeye başladık... Bildiklerimizi bilemeyenlere dertlenmeye. Allah kader planında bu acı ile kıvranan birkaç arkadaşla denk getirince ise 170 metrekarelik yerde sosyal medyayı kullanarak milyonlarca insana ulaşmaya vesile olmuşuz. Demek bizim gibi arıza adamlar bile bu eserlerle bu hale gelebiliyormuş.
Gençler tarafından çok sevilmenizin en büyük sebebi nedir sence? Neye bağlıyorsun bu durumu? Nedir sizleri diğer hocalardan ve sohbetçilerden farklı kılan?
Eksiklerimi sorsanız söylemem kolay olurdu lakin değil diğer sohbet yapan büyüklerimizle kendimizi kıyas etmekten, onlarla aynı kefeye bile koymaktan haya ederim. Risale-i Nur’dan Rabbimi tanımayı talep eden bir talebeden başka görmüyorum kendimi. Kardeşlerle sosyal hayatımı yaşarken Risale-i Nur’da geçen “PEDERANE ve MÜRŞİDANE TAVIRLARDA BULUNMAYINIZ” gibi birçok ikaza ciddiyetle dikkat etmeye çalışıyorum Rabbim de böyle güzel neticeler nasip ediyor hamd olsun.
Programlarda bol bol latife yaptığını ve meselelere mizahi unsurlar kattığını görüyoruz. Bu manzara karşısında “Din böyle anlatılmalı; mizah katarak, sevdirerek” dediğimiz çok oluyor. Neler söylemek istersin bu konuda?
Nasıl ordu birken hava, kara, deniz diye farklı alanların lojistiğini sağlıyor; aynen öyle de bir olan hakikati anlatmanın da farklı metodolojileri var. Biz arkadaşlar olarak bilmeyenlere ve bilmek ihtiyacında olanlara daha yoğun olarak hitap etmeye çalıştığımızdan ve bunun yanında fıtratımız da hasbihal ettiğimiz kardeşlere yakın olduğundan ortaya böyle bir doğaçlama çıkıyor.
Risale-i Nur talebeleriyle ilgili “Risale-i Nur’dan başka eser okumazlar” şeklinde önyargılar var, sizin de kulağınıza gelmiştir. Ne demek istersiniz buna?
Bazen bir sinek kanadı koca bir dağı örtebiliyor. Bu kanaatteki arkadaşlarında böyle bir duruma duçar olduğunu tahmin ediyorum. Başta Kur’an’ı Kerim olmak üzere birçok konuda birçok kaynaktan beslenen tanıdığım binlerce ve duyduğum yüz binlerce Nur talebesi olduğundan diyecek bir şey kalmıyor herhalde. Lakin bu asrın anlayışına şahane şekilde hitap eden bir kitap olduğundan dolayı Kur’an’ı Kerim’den sonra en çok çeşnisi ruhumuza işlemiş kitabın Risale-i Nur olduğu doğrudur. Sebebi ise Kur’an’ı Kerim’i daha iyi anlamamıza vesile olan bir tefsir olmasıdır.
Gerçekleştirdiğiniz sohbetlerde genel hava nasıl? Dinleyiciler belli kesimlerden mi geliyor yoksa geniş bir yelpazeye uzanıyor mu?
Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir kitleye ulaşmak nasip oldu. Yaptığımız sohbetleri youtube, facebook, twitter gibi sosyal medya araçlarını kullanarak birçok kardeşimize ulaştırmaya çalıştığımızdan birkaç yıl içinde bir de baktık milyonlara ulaşmak nasip olmuş. Hatta birçok kardeşin “biz gelemiyoruz izleyemiyoruz bir çözüm yolu bulun” demesinden sonra yaptığımız sohbetleri canlı yayında da vermeye başladık. Takipçilerimizin ise neredeyse yüzde doksanını gençler oluşturuyor.
Bizleri aynı kendileri gibi gördüklerinden ve meğer kendilerinin de bu işleri yapabileceğine özgüven duymaya başladıklarından bahsediyorlar bize ulaştırdıkları mesajlarda. Sosyal medyada üç yıl gibi bir süre zarfında milyonlara ulaşılınca anladım ki Allah bizim gibi küçükleri böyle büyük işlere vesile ederek kendi büyüklüğünü gösteriyormuş..
Kardeşlerle sosyal hayatımı yaşarken Risale-i Nur’da geçen “PEDERANE ve MÜRŞİDANE TAVIRLARDA BULUNMAYINIZ” gibi birçok ikaza ciddiyetle dikkat etmeye çalışıyorum. Rabbim de böyle güzel neticeler nasip ediyor hamd olsun.
Sohbetlerden önce ya da sonra gerçekleşen, seni tebessüm ettiren tatlı bir hatıran var mı?
Bu hatıraların birçoğu bir gencin iman etmesi ile sonuçlandığından tebessümlerim genellikle göz yaşı ile harmanlanmış oldu...
Bir keresinde tanımadığımız bir yerde tanımadığımız bir bayan kardeşimizin bizi takip ettiğini öğrendim. Bu kardeşimiz anlattığına göre haram bahçesinden çıkıp nefes alacak bir fırsat bile bulamazken youtube’dan tevafuken bir sohbetime denk gelmiş. Bir tane daha bir tane daha derken Risale-i Nur’da geçen hakikatler iyice içine işlemiş ve kapanmaya karar vermiş. Kısa bir süre sonra feraceye girmiş. Turşuyu yiyen suyu aramazsa olur mu? Bu hanım kardeşimizin de içinde yangın başlamış. Bir gün Rabbimin rızasını nasıl kazanabilirim diye düşünürken başka ablaların evine yakın bir yerde hayır adına bir kermes düzenlediğini görmüş ve koşarak evinden giyinmediğini kıyafetlerini alarak satılması için kermese ulaştırmaya yola koyulmuş. Kıyafetleri uzattıktan sonra bir ablanın “kardeşim Allah hayrını kabul etsin ama bu mini etekleri biz kermeste satamayız” demesiyle dumura uğramış:) Allah rızasını nasıl kazanırım derdinden başı dönünce fark edememiş demek ki.
Muhalifleriniz var mı? Tarzınızı sevmeyenler veya eleştirenler? Varsa onlara cevabınız nasıl oluyor?
Bu güne kadar muhaliflere az rastlasak da oluyor haliyle. Tahmin ediyorum ya bir kusurumuzu görmüş ve omzumuzdaki akrebi söylemeye çalışmışlardır ya da ilk bakışta ne yapıyor bu gençler diye bizi anlamaya çalışıyorlardır. Allah hepsinden razı olsun omzumuzdaki akrebi söyleyene rahmet.
Bediüzzaman Hazretleri’nden aldığımız MÜSPET HAREKET düsturundan ötürü kapımızın önünde pankart açıp sizi istemiyoruz deseler bile, bize “yorulduysanız buyurun bir çay için yine devam edersiniz” demek düşer.
Ateist camiada ise çürük martavallarının çok basit izahları olduğunu sürekli gösterdiğimizden ciddi bir afallama var elhamdülilah.
Sözler Köşkü programının formatında yenilikler, farklılıklar olacak mı? Ya da şöyle sorayım, başka projeleriniz ve düşünceleriniz var mı geleceğe yönelik?
Şu an o projelerden en heyecanlısını gerçekleştirmeyi Allah nasip etti. Mersin’in en çok sefahat yaşandığı, bu hakikatleri duymayı bırakın duyma imkanının bile az olduğu, üniversiteli ve liseli olup tek derdi içki, yasak ilişkiler ve daha nice haramlar olan gençlerinin uğrak mekanı olan Pozcu’nun göbeğine Mersinli gençler olarak HAYALHANEM İlim ve Kültür Derneği açıldı.
Daha yeni bir proje olmasına rağmen şimdiden Sözler Köşkü’nün bir buçuk yılda ulaştığı bir kitleye ulaşıldığından anlıyoruz ki Mersin çok susamış…
https://www.facebook.com/hayalhanemmersin
https://twitter.com/hayalhanemersin
https://www.facebook.com/memetmatematik
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.