Ömer Öztürk / Genç Haber Merkezi

Geçen hafta, Genç Dergi’nin ananevî perşembe sohbetinin konusu paraydı. Para iki heceli, dört harfli basit bir kelime gibi idrak edilmesine rağmen, esasen oldukça karışık bir mefhum. Genellikle hükmettiğimizi zannettiğimiz ama kendisiyle olan mücadelemizde hep hükmen mağlup duruma düşmekten kurtulamadığımız bir değiş-tokuş aracı: ama genellikle kendisine bu kadim değiş-tokuş işlevinden çok başka işlevler yüklenen, çok başka taraflara çekilen bir muamma.

Meşru ölçüler içinde, insanın kazandığı parayı kendine ve başkasına faydalı olacak surette harcamasının doğru olduğunu düşünüyor, bir yere kadar fazla harcamaya cevaz verilebileceğini düşünüyorum. Ama bir insan parasıyla alkollü içki, sigara, enerji içeceği hatta uyuşturucu satın alıyor, kumar oynuyor, nakdini gayrimeşru unsurlara sarf ediyorsa, müthiş bir gaflet ve dalalet içinde bulunduğunu görmemesi için hem madden hem de manen kör olması icap eder. Ben alkollü içecek alarak, ekonomiyi destekliyorum diyerek kendi nefsini aklama gayreti içine girenlere dahi rastladım. İktisadımız insan sağlığını hiçe sayan maddelerle var olacaksa, varlığını onlara dayamışsa, vah o iktisada. Vah ki vah.

Para-pul demişken, şu sıralar İstanbul Şehir Tiyatroları Üstad Necip Fazıl’ın “Para” isimli oyununu seyircileriyle buluşturmaya hazırlanıyor. Bu konulardaki tefekkürünü arttırmak isteyen her yaştan gençlere üstadın eşsiz dil ve üslubu ile tecrübeli şehir aktör ve aktrislerinin rol kabiliyetlerinin fevkalade buluşmasına şahitlik etmelerini önemle tavsiye ederim.

GENÇ'ın Yazısı.