`Eller Yukarı` Dedi Hüzün... Teslim Oldum
Hatice Yaltırak
Yaptım. Evet yaptım. Pişman değilim. Oturdum. Haddimi aştım. Sibel Abla`yı ve öykülerini yazdım.
Yine yazsın; yine yaparım.
…
Bütün esaslı ağabeylerin ve esaslı ablaların hüznü bir annenin hayır duası gibi üzerlerinde taşımaları tesadüf olamaz.
...
Sibel Eraslan. Nisayı en sahici anlatan mahallemizin nisan yüzlü ablası. İsmi anıldığında zihnime bir dünya şey üşüşüyor: Biraz tentürdiyot. Birkaç arka sıra mahkûmu cüzzamlı çocuk. Yatılı okul. Parçalı bir bütünlük. İltica etme hissi. Sustuklarım. Bazen bir iç döküş, bazen uzun ve bilgece bir sükût. Olmazsa oldurmayan aşk... Direniş... Ama en çok da hüzün... İlla ki hüzün... Ümmete en çok yakışan hüzün çünkü.
Göçü her daim evdeki yüklükte hazır bir muhacir; en ufak bir çatlak bulur bulmaz, saçlarını iki yandan ördüğü zamanlara sızıveren koskoca bir küçük hanım benim için Sibel Eraslan. Bize öykülerini infak eder. Modern zamanların telaşında kavrulmuş yüreğimize gözelerden avuç avuç su taşır. Kalp atışlarını tüm yazılarında duyabilirsiniz.
Özlediğimiz her şeyi bohçasından çıkarıp önümüze koyar. Öykülerinin kahramanları, bir kamyonun kasasına doluşup şarkılı-türkülü, çalgılı-çengili Sultansuyu`na pikniğe giden mahalle sakinleri kadar tanıdıktır.
O kadar sahici ve o kadar sarsıcıdır ki öyküleri, içine girmemeniz ve kendinizi öykü kahramanı hissetmemeniz nerdeyse imkânsızdır.
Sibel Eraslan kitaplarının toplu taşıma araçlarında okunmaması tavsiye olunur. Zira gözlerinizden azat olan yaşlar yüzünden hazirunun hakkınızda on saniyede on senaryo yazması muhtemeldir. Hayır, ben yandım eller yanmasın maksat! Otobüste dolan gözlerimi kimseler fark etmesin diye çantamda bir şey arıyormuş numarası yapmaktan heder oluyordum nerdeyse.
Mahallemizin aslan abisi İsmail Kılıçarslan, mahallemizin aslan ablası Sibel Eraslan`ın öyküsünün sahiciliğini şöyle anlatır:
"- Arkadaşlar! Eğer Sibel Abla bu öyküleri gerçekten yaşamadıysa, feci bir kurgucuyla karşı karşıyayız demektir!"
Bu sahici havayı yaratan kahramanların hemen hemen hepsi kadındır ve sanki öykülerindeki tüm kadınlar "Evvelim sen oldun, ahirim sensin" türküsüne iman etmiş gibidir.
Aşk bir kadını nasıl güzelleştirir, nasıl yerden yere vurur, kafes kalbe nasıl dar gelir kalbin serazat olma sevdasından, verilen her nefes bir daha alınmamak için nasıl ayak direr... Bütün bunları Sibel Eraslan`ın gözüyle okumak isterseniz, Balık ve Tango ile Parçası Benden`i muhakkak edinmelisiniz.
GENÇ'ın Yazısı.