Mehmet Erturan / Genç Haber Merkezi

Akraba, takriben, kurbiyyet, kurban… Hepsi aynı kökte geliyor. Yaklaşmak, yakın olmak…

Kurban Bayramı’nı “geldi geliyor, yaklaştı” derken yanı başımız da buluverdik. Vizeler öncesi bayramla kucaklaşmak özellikle kendilerini yoğun bir tempo bekleyen öğrenci taifesine ilaç oldu. Vizeler öncesi dünya gözüyle aile büyüklerini bir kez daha görme şansı buldular. Her geçen yıl azalan harçlık grafiğinde bu yıl da umduğu artışı yakalayamayanlar üzülmesin. Harçlıkta kaybeden vize notlarında kazanır inşaallah.

Nesiller arası çatışmanın abartıldığına inanan dertli gençler dağ, bayır, köy, kasaba demedi büyüklerinin yanına koştu. Bayramı fırsat bilerek ellerine su dökemediği büyüklerinin ellerini alnına koydu. Belki harçlık aldı ya da almadı bilinmez ama bayramlık hedefinde asıl olarak gönül almak vardı.

Güngörmüş Bir Kadın

Kurban Bayramı bizleri de Ürgüp’teki köyümüze yaklaştırdı. Köyde babaanne adında tek dikili ağacımız kalmıştı. Hafızası yerinde, ilkokulda ezberlediği şiiri bile hâlâ unutmayan, konu açıldığında yaşadığı isimleri ve olayları art arda aktarabilen, eşini geçen yıl kaybeden, her günün takvimini satır satır okuyan ve okuduğunu seccadeye, alnına, kalbine ve amel defterine taşıyan, biz küçükken yaptığı fedakarane büyüklüklerle bizleri yetiştiren, güngörmüş bir kadın… Bayramın birinci günü köydeydik. Bayram namazını köyde kılabilmek adına camiye yetişmek için evden hızlıca çıkarken yanıma üç tane gençlik dergisini birden çektim, aldım. Bunlardan biri de Genç Dergi’nin Eylül 2013 sayısıydı. Ümmet coğrafyasında bütün yaşananlar karşısında “Başımız Dimdik!” diyerek dünya âleme ahvalimizi ilan ettiğimiz sayı! İçeriği bir yana daha kapağını görür görmez tarihin, emeği geçenlerin ve ümmetin gelecek nesillerinin hatırlamaktan gurur duyacağı bir sayı… Pir sayı!

Babaannem ve R4BIA

Rabia Gülcan Kardaş’ın ‘R4BIA’ konulu yazısı harikaydı. Derdimizi güncelledi. ‘Bkz: Terör’ çalışması manidardı. Bir meselenin farklı boyutlarını, temsillerini ve dünyada ‘terör’ deyince ilk akla gelenleri özetledi. Türkiye ve Dünya Gündemi haberleri ta içimize seslenerek “ifade ve hızım”ızın nerede ve hangi durumda olduğunu fısıldadı.

Genç Dergi’nin sadece genç olarak adlandırılan yaş aralığında bulunanların ilgisini çekebilecek bir yayın olmadığına bayramda bir kez daha şahit oldum. Ben bir dergiyi okurken, babaannemin elinde de Genç vardı. Gençleşiyordu. Dinçleşiyordu. Rabia Gülcan Kardaş’ın adı geçen yazısını okuyordu. Aklıma birden bu anı fotoğraflamak geldi ve öyle de yaptım. Ramazan Bayramı’nda babamın hediye ettiği orta halli telefonu çıkardım ve kameranın ilgili tuşuna bastım.

İşte Manzara:

Duası makbul biri olduğu için birileri tarafından sürekli ziyaret edilen kadın Mısır sokaklarında! Orada nelere şahit olduğunu ben biliyorum. Adı geçen yazıyı okuyanlar da biliyor. Dört dörtlük R4BIA’nın karşısında işte yine kendisine yakışır dört dörtlük bir manzara. Kaçınız büyüklerini Genç Dergi okurken gördü de çekti? Çekemeyenlere duyurulur. Torunlarının gurur duyduğu, yerde muteber olduğu kadar gökte de makbul biri olması için dua ettiğimiz ve duasını istediğimiz yaşlı bir kadın bu karede demek istiyor ki;

“Başımız Dimdik. Anlatabildik mi?”

GENÇ'ın Yazısı.