Çin Malı Olimpiyat
Olimpiyatları zevkle izledim. Bir sürü spor, bir sürü yetenek, bir sürü tempo, hırs, mücadele, ülke, renk, karakter. Açıyorsun televizyonu, hemen hepsi aynı ekrandaydı. Ve şifre yok, üyelik yoktu, rahat rahat izledik TRT’den.
Gayet güzeldi Pekin 2008. Tadını çıkarmaya çalıştık. Biz bu yıllarda olimpiyatları izliyoruz, şanslıyız, çünkü şöyle bir durum varmış: Fransız uzmanlar 1896 yılından beri kayıtlı olan dünya rekorlarını incelemişler, insanoğlu fiziksel kapasitesinin bugün yüzde 99’unu ortaya koyuyormuş. Kalan yüzde 1’lik bölüm ise 2060 yılında bitecekmiş. 2060’dan sonra dünya rekoru kırmak pek mümkün olmayacakmış yani. Böylesi daha güzel, evet
Türkiye Türkiye Türkiye! 2004 Atina’da 3 altın 3 gümüş 4 bronz almıştık. 22. olmuştuk. 10 madalya az di mi? 2008’de ne oldu? Oraya geleceğiz.
Pekin olimpiyatları daha başlarken Çinliler yaptı yine yapacağını. Görkemli bir açılışa imza attılar, ama organizasyonda birçok kez hileye başvurmuşlar. Bazı havai fişeklerin animasyonmuş, şarkı söyleyen kız çirkinmiş, tribünler kiralık seyirciyle doldurulmuş, askerler zorla gülümsetilmiş. Medya böyle diyor. Çin malı olimpiyat.
Çin malı ama 2008 Pekin Olimpiyatları güzel geçti. 21 tane dünya rekoru kırıldı. Michael Phelps yüzmede tek başına 8 altın madalya aldı. Özellikle 100 metrede 9.69’luk, 200 metrede 19.30 rekoruyla Jamaikalı Usain Bolt atletizmin prensi oldu. Atletizm de sporların prensi durumunda. Kara kıtalıların rekorlarla sürüklediği spor. Afrikalılar koşuyor. Çünkü koşmak için tesis, teknoloji ve paraya pek gerek yok. Sabah uyanıyorlar ve koşmaya başlıyorlar ve sonra kazanmaya. Afrika’da her sabah bir geyik uyanır.. hikayesini bilirsiniz, biraz öyle durum…
Bahreynli tesettürlü sporcu El Ghasra, 100 metrede bronz aldı. Secde etti, tesettürüyle gayet rahat olduğunu söyledi. Başarısı ve secde ettiği an zihinlerimize kazındı. Teşekkür ederiz El Ghasra’ya. Pekin’de 11 tane tesettürlü sporcu daha vardı.
Biz ise 12 dalda 68 sporcuyla katıldık Pekin olimpiyatlarına. Atletizm, Güreş, Halter, Boks, Tekvando da özellikle iddialıydık. Ama, 70 milyonluk bir ülke olarak umduğumuzu bulamadık. Tek altın madalyamız serbest güreş 66 kiloda aldık. Ramazan Şahin’e teşekkürler! Kahramanca mücadele etti. Soğukkanlı, dirençli, savaşçı. Ukraynalı Stadnik’i yendi finalde. Ramazan Şahin 25 yaşında. Dağıstan kökenli. Koyu bir Fenerbahçe taraftarı. Ramazan Şahin’in başarısını gölgelemeye çalışan yorumlar da yapıldı. O ve antrenörü sakallı, dindar kişiler diye, maçtan sonra secde etti diye, Dağıstanlı diye, asıl adı Ramazan İrbayhanov diye akla vicdana sığmaz laflar ettiler. Buraya yazsam gülersiniz. Böyle takıntılı ve habis kişileri umursamaya gerek yok.
Olimpiyatta üç de gümüş madalya aldık. Elvan Abeylegesse’den iki tane, bir de Azize Tanrıkulu’dan. Elvan iyi bir tempoyla koştu bu olimpiyatlarda. İki madalyayla bizi gayet iyi temsil etti. Azize Tanrıkulu ise tekvandoda altını kıl payı kaçırdı. Sürekli düşen ilginç bir rakibi vardı. Henüz 22 yaşında. Londra’da altın bekleyeceğiz ondan. 2 puanlık o tekmesini unutamıyorum. Bronzlarımız ise grekoromen güreş 84 kiloda Nazmi Avluca’dan ve tekvandoda Servet Tazegül’den geldi.
6 madalyayla çıkardık Pekin’den. Daha fazlasını beklemiştik. Olsun, sonuçta madalya getiren ve hırsla mücadele eden tüm sporcularımıza teşekkür etmek gelir elimizden. Sırada 2012 Londra Olimpiyatları var. 4 yıl sonra. Londra’dan daha fazla madalya bekleyeceğiz. Bu arada 2020 Olimpiyatlarına Türkiye de aday. Bakalım ne olacak…
Ali Düz'ın Yazısı.