Üç ya da dört yaşlarında bir çocuk. Evinin penceresinden dışarıyı seyrediyor. O sırada pencerenin önüne bir kedi geliyor. Çocuk, ilgisini çeken kediye daha fazla yakın olmak için pencereye yaklaşıyor. Artık neredeyse burnu değecek. Ama arada cam var, fazla yaklaşamaz ki. Hiç dert değil, dünyaya gözünü açtığında önünde tablet bulmuş, hayatı hep oradan öğrenmiş bir nesilden bahsediyoruz. Çocuk sağ başparmağı ile işaret parmağını bitişik olarak cama yapıştırıyor ve parmaklarını açıp kapatmaya başlıyor. Algılayabildiniz değil mi? Tablet başındakilerden aşina olduğumuz ekranı büyütme hareketi bu… İlginç değil mi? Muhtemelen o çocuk ekranda kedinin büyümemesine bir anlam veremedi. Pencerenin çalışmadığını düşündü ya da kedi bozuktur, dedi.

Ekranı büyütme hareketinin yanında bilmemiz gereken iki hareket daha var. Birisi kaydırma hareketi, diğeri ise tıklama hareketi. İlki işaret parmağının ucunu ekranda kaydırarak, ikincisi ucunu ekrana çift tıklatarak yapılıyor. Bu üç hareketi sürekli aklımızda tutalım, çünkü bu üç hareket ile dünyayı ve dünyasını değiştireceğini düşünen bir nesil geliyor. Peki, bu üç hareket ile dünya değişir mi? Doğrusu bilişim teknolojileri ile ortaya çıkan değişim o kadar hızlı ve sarsıcı etkiler meydana getirdi ki bu soruya yekten olumsuz cevap vermek pek mümkün gözükmüyor. Hadi verdik diyelim, o zaman da ümidini, korkusunu, sevgisini, nefretini, işini, gücünü ve en önemlisi muhitini bu üç harekete sığdırmışlarla irtibat zemini kalmıyor. Ne yapacaksak bu üç hareketin içinden yapmalı ve fakat neticede bu üç hareketin dışına taşmayı amaçlamalıyız. Zor bir iş bu… Ama üç hareketle dünyayı ve dünyasını değiştireceğini düşünen bir nesli kolay kılan yine üç hareketle erişilebilecek kadar yakınımızda durmalarıdır. Üç harekette erişilebilecek kadar kolay ama yine o üç hareketle elden uçabilecek kadar zorlar.

***

Yeni dönem değişikliklerimize çok olumlu geri dönüşler aldık; teşekkür ederiz. Biz hep GENÇ kalmaya gayret edeceğiz. Hep birlikte... Hem sözümüz, hem de yüzümüzle yeni kaldıkça kainatın ve hayatın akışına ayak uyduracağız. Bu da ümit ediyoruz ki hakkımızdaki muradı korumamıza vesile olacak.

Hediye kitabımızı ay sonuna doğru göndermeye başlıyoruz. İnanıyoruz ki “365 Sahabe Ölçüsü” hayatınıza dokunacak cümleler sunacak size. O cümlelerle buluştuğunuzda sizden ricamız bir yakınınızı daha GENÇ’le buluşturmanızdır. Ne kadar çok hayata dokunabilirsek o kadar GENÇ kalacağız çünkü.

GENÇ Gönüllüler yeni döneme taze heyecanlarla girdiler. Antalya şöleni coşkulu geçti, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Sırada kulüp başkanları buluşması ve Çanakkale şöleni var. Biz her davete elimizden geldiği kadar icabet etmeye çalışıyoruz, gide gele bir kıvama ermek için...

Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.