Yaşam Boyu Tebessüm Ödülü
Mehmet Erturan / Genç Haber Merkezi / @sabrazam
Gezi olaylarına çizgileriyle çanak tutan muhalif ve terbiyesiz bir mizah dergisini kendimce sebeplerle aldıktan sonra sızlayan vicdanımı dindirmek isterken kendimi birkaç gün sonra yeniden dergi reyonunda buldum.
Dergicilik deyince akan suları röveşataya kaldıran ben, bu kulvarın mizah sektöründe ilk defa böyle bir hata yapmış ve vicdanımı kanatmıştım. Kanamayı durdurmak için Genç Dergi’nin bir eki olarak yayın hayatına başlayan ve o sayılarını vakıf meclislerinde arkadaşlarla güle güle takip ettiğimiz için yakından tanıdığım daha edepli ve dertli, bu yüzden de kaliteli bir mizah dergisine koştum: Cafcaf…
Uzun denilebilecek bir aradan sonra tekrar merhaba dediğim Cafcaf’ın Ekim 2013 sayısında “Gavura gavur demek” mottosu ve “Bu sene de devrim kurbana denk geldi!” manşetiyle karşılandım. R4BIA işareti de unutulmamış, sağ alt köşede. Biz görmeyeli Cafcaf 57. sayısına ulaşmış. 57 rakamı ilk anda gözünüze yetersiz ve basit görünebilir belki ama 57’ye giden yolda neler çekildiğini, hangi fedakârlıklara katlanıldığını işin içindekiler bilir. Bu yüzden 57 kere maşallah deyip Cafcaf’ı tebrik etsek yeridir.
Zülf-i Yâre Dokunan Çizgiler
Logonun hemen yanında yer alan motto yanılmıyorsam her sayıda değişiyor. Önceden de böyleydi ve dergiyi benim için çekici kılan sebeplerden biri de bu özellikti. Orada “olacak o kadar” dedirten ve zülf-i yâre dokunan bir ifade ile karşılaşıyorsunuz. Daha kapaktaki birkaç cümleyle sinsi bir gülücüğün yüzünüze misafir olması böylece kaçınılmazlaşıyor. “Kahrolsun bazı şeyler” diyen bazıları gibi mizahı amaç değil araç olarak gören ve derdine hizmet ettiren Cafcaf’ın kapağı gündeme değiniyor. Cafcaf’ın politik mizah zaviyesinden yaptığı bu gündem yorumları birilerinin pek ağırına gitse de bizi çok eğlendiriyor ve dinlendiriyor.
Cafcaf’ın Ekim 2013 kapağı da yuvarlanan tencereyle buluşuyor. Jöleli dik saçlarıyla en solda duran velet, “N’oldu len, hani siz Ekim’de devrim yapıyordunuz? Bayram mı girdi araya?” gibi eleştirel sorularıyla gezi zekâlı yeğenini sıkıştıran dayı ve tam karşıda tebessüm eden dede çizgileri…
Velet, Gezi Zekâlı Yeğen ve Dede Tahlili
Velet, gezi zekâlı yeğen ve dede çizgileri dokuz kişilik kapak çalışmasında benim ilk dikkatimi çeken üç karakter. Niye derseniz size şöyle bir cevap verebilirim; manzarayı uzaktan izleyen ve bundan keyif duyduğu her halinden belli olan velet karakteri “android işlemci yeni nesil” tabiriyle kendilerine takıldığım tipi ifade ediyor. Bu tip bile bırakın yazıyı başlı başına bir dosya konusu. Gezi zekâlı yeğende dikkatimi çeken de duruşu, kısık gözleri ve kalkık kaşlarıyla “yerim dar” der gibi büyüklerine karşı takındığı protest tavır ve farklı görünmek adına takındığı imaj. Bkz: saçları.
Dede karakterine gelince derinden bir nefes almamız gerekiyor. O belki de yüzündeki tebessüm dışında mizahtan en uzak ama gerçekliğe en yakın olan çizim. Elinde tespihiyle keyfi yerinde ama biz gerçek hayatta ihtiyarları hep durgun yüz ifadeleriyle görmeye alıştık. İşte tam da bu yüzden yani alışageldiğimiz ihtiyar algısını delip geçtiği için kapak çalışmasında yer alan karakterler arasında yaşam boyu tebessüm ödülüne dedemizi layık görüyoruz.
Allah Teâlâ Cafcaf’ın da, emeği geçenlerin de, bizlerin de, ihtiyarların da hayrını versin.
GENÇ'ın Yazısı.