Öğretmenlerin öğrencileri çok sıktıkları söyleniyor genelde. Ya da birçoğumuz derslerden, öğretmenlerden, ödevlerden şikayet ediyoruz sık sık. Yeni bir eğitim ve öğretim yılı da başlamışken, bu konu üzerinde kafa patlatalım demeyeceğim korkmayın. Peki ne yapacağım? Sizi, yüz yirmi üç sene önce çıkmış bir derginin sayfalarına götüreceğim ve oradan bir hisse almanıza vesile olacağım. 1875 yılında yayınlanan, on altı sayı çıkabilmiş bir çocuk dergisi geçti elimize. Derginin adı Etfal. Ek bir dergi. Haftalık olarak verilmiş zamanında. Sadakat isimli günlük gazetenin eki. Yandaki resimde gördüğünüz yerlerde, bir ortaokul öğrencisinin, okul günleriyle ilgili düşünceleri ve değerlendirmeleri yer alıyor. Bir bakıma da nostalji olsun diye, yazıdan uzun bir bölümü aktarmak isteriz:

“Hiçbir kere de düşündüğüm yok! Bari bu kere düşüneyim bakalım ne netice çıkarabilirim? Beni annem babam mektebe yolluyor, iyi ya niçin? Elbette bir sebebi var! Tahsil için! Okumak, yazmak, adam olmak için! Tamam ya ben mektebe bir şey tahsiline ve okuyup yazmaya çalışmaz da hocamdan dayak ve yahut mektepte bir cezaya uğrarsam ne diyebilirim? Kendimi haklı mı bulacağım haksız mı? Elbette haksız bulacağım! Adam olmaya niyetim yok mu? Niçin çalışmayayım? Niçin okuyup yazmaya dikkat etmeyeyim? Demek ki bu hususta mektepteki hocalarım hakkımda gösterdikleri şiddeti haksız gördüğüm vakitler hata etmişim! Demek ki bu babda haksız benmişim! Buna şüphe mi ister? Haksızlığım gün gibi aşikar!!! Niye düşüneyim? Hocam bana ertesi gün yapılmak üzere birçok ders vermiş ne yapayım? Şeriklerimden birisi de beni oyuna davet ediyor. Halbuki oyuna dalarsam borcumu ifa edemeyeceğim. Ne çare böyleyim! İkisini de yapmamak olmaz. Nihayet dersleri çabuk çabuk yetiştirdim. Bir de ertesi günü hocanın önüne geleyim ki benim yaptığım dersler yanlış! İnsaf edeyim bunda kabahat kimin? Bir de kalkmışım da hocaların sertliğinden şikâyet ediyorum. Eğer ben o sertliğe sebebiyet veren şeyleri tanıyaydım belki onların o hususta yerden göğe kadar hakları olduğunu teslime mecbur olmayacaktım. Fakat yazık ki onları tanıyamadım. Öyle ki bigayri hakkin o adamların aleyhinde bulundum. İşte işte şimdi anlıyorum. Bana ettikleri cezadan ötürü hakları var! Benim de onların aleyhinde ettiğim şikâyetten dolayı haksızlığım dergârmış!”

Nasıl beğendiniz mi? Öğrenci sanırız hakikati bulmuş, darısı bizlerin başına.


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.