Meğer Arap Baharı’nı yönlendiren, halkları yönetimlerine karşı ayaklandıran içimizden biriymiş! MİT Müsteşarı Hakan Fidan bütün Orta Doğu’nun dozunu attırmışmış da haberimiz yokmuş…

Fidan, Türk dışişlerine rağmen Suriye’de kendi rotasını çiziyormuş. Batı’nın çıkarlarını tehlikeye atıyormuş. Bu kadar da değil, Hakan Fidan, garip ama hem Suriye’deki el-Kaide bağlantılı grupları destekliyormuş hem de Suriye’deki Baas diktatörlüğünün en büyük hamisi İran’ın arkasını kolluyormuş, hiç güvenilir bir isim değilmiş.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında geçen ay yabancı basında gün aşırı yayınlanan makalelerde bu ve benzeri iddiaların bini bin para idi. Başta Wall Street Journal, Washington Post ve diğer pek çok yayın organının hedef tahtasına oturttukları Hakan Fidan için bir yığın iddia dillendirildi. Hatta İsrailli bir internet sitesi böyle giderse Hakan Fidan’ı bir gün arabasıyla birlikte havaya uçurulabileceğini imâ ederek aba altında sopa değil direkt tehdit dahi etti.

Hakan Fidan’ın uluslararası medya tarafından bir kampanya halinde hedef tahtasına oturtulmasının nedenlerine ilişkin yapılan değerlendirmelerin pek çok ortak noktası vardı. Bu ortak noktaları şöyle özetlemek mümkün.

Bir; Hakan Fidan’ın bugün sivil iktidara tartışmasız bağlılığı, ulusal ve uluslararası güç merkezlerinin etkisine girmemesi, onu suçlamaların hedefi haline getirdi.

İki; Fidan, Erdoğan’a ihanet etmediği için sistematik şekilde yürütülen kara propagandayla karşı karşıya kaldı. Oysa geçmişte MİT, bağlı olduğu makama attığı kazıklarlar ve ihanetlerle temayüz etmişti.

Üç; eleştirilerin odağındaki isim Hakan Fidan olsa da asıl hedef Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu idi. Daha doğru bir ifadeyle Türkiye’nin dış politikasıydı eleştiri konusu olan.

Hakan Fidan üzerinden Başbakan Erdoğan’ın ve Türk dışişlerinin niçin hedeflendiği sorusuna gelecek olursak, cevap basit; Türkiye’nin artık o eski Türkiye olmaması. Yani, Batı’dan bağımsız davranabilen, kendi yolunu çizme gayreti içinde olan, uluslararası sistemin yamukluğunu sürekli sorgulayan, Ortadoğu kimyasal silahlardan arındırılacaksa bunun bütün ülkeleri kapsamalı diyerek Batı’nın çifte standardını yüzüne yüzene vuran, velhasıl fincancı katırlarını ürküten yeni bir Türkiye var artık. Bu tablo haliyle başta İsrail ve ABD olmak üzere bir takım çevreleri rahatsız ediyor. Hakan Fidan etrafında kopartılan fırtınanın ardında yatan neden de bu…


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.