Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne, sorun değil vitrektomi ameliyatı yapar çıkarırız!

Hanımlar, beyler bir ilerleyelim artık. Sanırım birileri başörtülü hanımların köyde ve tarlada kaldığını ve bir anda kamusal alana hücum ettiğini falan sanıyor. Onları kırsala ve varoşa terk edip dönerken limanları/gemileri ateşe vermiştiniz ya hani. Onlar orada öylece kalmadılar. Mimar olup her şeyi yeniden inşa ettiler. Kılık kıyafetleri ile değil “master” yaparak yüksek mühendis oldular. Yarışmalarda ürettikleri projelerle derece aldılar.

Hani özgürlüğe ulaşmanın yegâne yolunu İslâm dininden uzaklaşmak olarak belirlemiştiniz ya.. .Oysa kadının özgür kalmasını savunurken kendi sınırlarınızı çizerek başka bir esarete yelken açıyor ve kadının bir bedenden ibaret olduğu düşüncesini pekiştirmekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Baro başkanı olup onları içeri almamakla, inşaat mühendisleri odasına verdikleri başörtülü kimliği kabul etmemekle, diplomalarını vermemekle onların bu tür bölümleri okumalarına ve ardı ardına mezun olmalarına engel olamadınız. Sizin yerinden çıkarmaya çalıştığınız temel taşlarını bu mühendis arkadaşlar itina ile yeniden onarıp yerlerine yerleştiriyorlar.

Özgürlük bizâtihi tüm bağımlılıklardan kurtulmak, âdil olmayana itiraz etmek, insanın kendisini ve toplumları aşarak daha yukarıdan bir yerlerden topluma ve olaylara bakması demek. Sınırsızlık derken aslında yurtsuzluğu ve aşkın olmayı anlatır. Sanıldığı gibi bir soyunma giyinme ritüeli değildir. Ama siz ille de böyledir demeye devam ettiğiniz için felsefe ve sosyoloji alanına kaydı bazı başörtülü arkadaşlar ve sizi incelemeye devam ediyorlar.

Dünyada kadınlara yönelik negatif tutumlardan bahsedebiliriz, ülkelerin yönetim şekillerindeki aksaklıkları konuşabiliriz, erkeğin egemen olabilmek adına kadın bedenine yaslanmasını ve kendine paylar çıkarmasını da eleştirebiliriz. Bunlar normal. Ama normal olmayan kadınların sorunlarına sadece “örtü” penceresinden bakıp çözmeye çalışmak. Başını açan ya da soyunan Batılı kadını “özgürlük savaşçısı” olarak göstererek kadınları örtüden özgür/beri kılmak için emek harcamak... Bilmem farkında mısınız ama çoğu başörtülü hanım 28 Şubat yüzünden eğitimini zaten Batı’da tamamladı. Şimdi 28 Şubat davalarını başörtülü avukat olarak takip ediyor, mahkeme salonlarında davaları izleyerek mesleki açıdan kendilerini geliştiriyorlar.

Yerlerinde öylece durmaları gerektiğine ve ülkenin gidişatında “oy”dan başka bir sözlerinin olamayacağına onları inandıramadınız işte. Seçmelerine müsaade ederken seçilmelerini engellemekle onların meclise uzanan yolunu tıkayamadınız. Şehit annesi kategorisinde görmek istediğiniz, bu vatan için ölen ama söz sahibi olamayan başörtülü kadın ütopyanızı alıp o meşhur “benim babaannem de başörtülü” marşınızla acı gerçeklerin yanına gömebilirsiniz artık.

Uzatmaya gerek yok. Artık başörtülü hanımlar unutuldukları yerde değiller. Yok sayıldıkları yerde “var” olmayı başardılar. Bunu kabul etmekte zorlanıyorsanız başörtülü bir psikologdan yardım alabilirsiniz. Bunu görmekte zorlanıyorsanız başörtülü bir hekim arkadaş gözünüze kaçan önyargıyı vitrektomi ameliyatı ile çıkarabilir. Bunu anlamakta zorlanıyorsanız başörtülü öğretmen arkadaşlar size başarmanın alfabesini yeniden öğretebilirler.

Ama geçmişte yaşamak gibi bir sorununuz varsa hâlâ, şunu bilin ki biz artık orda değiliz!


Ayşegül Genç'ın Yazısı.