Mehmet Köprülü / Genç Haber Merkezi

Başbakan ne dedi biliyorsunuz: “Aynı daireyi kız-erkek paylaşımı noktasında ciddi şikayetler var. Bu konuyu sizlerin takdirine bırakıyorum. Muhafazakar demokrat bir iktidar olarak da ne gibi düzenleme yapılabilir, bunun psikolojik; sosyolojik neticeleri nedir ne değildir bu çalışmaları yapıp bu şikayetleri değerlendireceğiz.”

Tabii eski Türkiye’den doğru konuşan ve bakanlar için kıyamet koptu. Başbakan’ın kendi partisindeki bazı isimler tarafından da yadırgandığı gelen açıklamalardan belli oldu. Ama onların da “dur bakalım ne olacak” modunda oldukları söylenebilir, çünkü Başbakan`ın, çok zaman içinden kopup gelen söylemlerinin gündem değiştirmede ne kadar başarılı olduğunu herkes biliyor.

Kız-erkek ortak kalınan üniversite evleri meselesi aslında dillendirilmeyen bir yaradır. Gittikçe şiddetlenen bu yara toplum ahlakını ifsad ediyor. Kadim “norm”larımızda olmayan bu “özgürlük” aslında her anne-babanın isyan edeceği bir hayat tarzını normalleştiriyor. Birçok şehirde neredeyse hayatın şehrin geri kalanında farklı aktığı böyle mahalleler var artık. Konya`daki Bosna-Hersek Mahallesi mesela…

Başbakan haklı da bu konuda devlet ne yapabilir ki?

Çok şey yapamaz.

Zinanın serbest olduğu bir ortamda özel hayata müdahale konusunda yapılacak çok fazla bir şey yok. Şikâyet olur, kolluk güçleri girer, varsa kanuna muhalif bir şey -uyuşturucu vd.- tutuklar, o gece nezarette kalır, sabah serbest bırakılır ilh.

Peki bunu Başbakan bilmez mi?

Bilir evet.

Ama içinden gelip yaptıklarının kısm-ı azamının hayra vesile olması gibi bu da şöyle bir hayra vesile olmuştur mesela: Sadece bugün en az 100 kadar ev temizlenmiş olabilir... :)

Peki bu söylem hayata tarzına müdahale olarak anlaşılır ya da AK Parti’nin “gizli ajandasının” ortaya dökülmesi gibi birilerinin uzun zamandır dillendirdiği bir söylemi haklı çıkarır mı?

Hiç zannetmem.

Türkiye’de gündem ve söylem, milletin gündem ve söylemi değil hala, çünkü medyada o kadar değişime rağmen başköşeleri tutanlar karma hayatları savunan, kendileri de oradan gelen insanlar. Milletin büyük çoğunluğuna göre de marjinaller aslında… O yüzden haber vermiyor, ifsad ediyorlar, çünkü baktıkları pencere nefislerinin isinden kapkara olmuş.

Medyanın ifsad edici, aydınlatıcı(!) işlevi yerini normal işlevlerine bıraktıkça Başbakan’ın içinden kopup gelen bu tür çıkışlar normal sayılacak. Anormal olan kız-erkek evlerini tartışmaya açan Başbakan değil, bir zar nedir ki diye işi hafife alan Ayşe Arman gibileri baştacı yapan, marjinal hayatları örnek olarak gözümüze sokan ve popülerleştiren medya sistemidir.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.