Bir Yolculuk Filmi
Alpaslan Öngel / Genç Haber Merkezi
Pazar: Bir Ticaret Masalı
Belki de bu filmi ondan fazla izlemişimdir. Her izleyişimde aynı şeye güler yine aynı şeye hüzünlenirim. İstanbul- Silivri arası yolculukların filmidir bu film. Belki de, memleketimden çok uzakta olsam da bu filmde memleketimi gördüğüm içindir. Bu filmi memleketime gider gibi izlerim.
Koltuğuma oturur, önemdeki ekrandan filmlere gelir ve aylardır değişmeyen film listesinden bu filmi seçer büyük keyifle izlemeye başlarım.
Filmin senaristliği ve yönetmenliğini üstlenen Ben Hopkins, yaşadığım bölgeye hiç de yabancı değil. O kadar güzel anlatmış ve gözlemlemiş ki gerçekten hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Filmin yönetmeninin yabancı oluğunu öğrenince hadi ya şaka demek geliyor içinizden. Film genel olarak başkarakter Mihram üzerinden kapitalist sistem eleştirisi yapıyor. Mihram’ın para ile vicdanı arasındaki savaş, film boyunca sürüyor.
Baş Karakter Mihran genel olarak iyi, inançlı bir insan eşine ve ailesine bağlıf Fakat kötü alışkanlıklara sahip. Başına kötü bir olay geldiği zaman veya çok istediği bir şeyin gerçekleşmesini istiyorsa o zaman çok daha inançlı bir insan oluyor :) Her insan gibi Mihram’ında zaafları var.
Doğu Anadolu bölgesinde geçen filmin konusuna gelince; Mihran ne istiyorsa onu bulmasıyla nam salmıştır. Yaşadığı kasaba sınıra çok yakındır. Mihram küçük çapta kaçakçılık yaparak hayatını kazanır. Kaçakçılık işinde örgütlenmiş yerel mafyanın büyük paralar karşılığında birliktelik önerilerine rağmen bu isteği kabul etmez ve tek başına Nahçıvan’dan getirdiği malzemeleri satar. Bulunduğu kasabaya telefon vericilerinin kurulduğunu gören Mihram cep telefonu dükkânı açmaya karar verir. Araştırır, bütçe çıkarır fakat gerekli sermayeye sahip değildir. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim, Mihram’dan yardım ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir. Mihram yardım talebini kabul eder. Eğer ilaç bulabilirse hem çocuklara çare olacak hem de hayalini kurduğu telefon dükkânını açabilecektir. Bu sayede hamile olan eşi ve çocuğuna daha iyi bir yaşam sunabilecektir.
İlaç Türkiye’de yoktur, o yüzden Nahçıvan’a geçmeye karar verir. Amcasıyla ilacı aramaya başlarlar. Mihram’ın kötü alışkanlığı başına bela olur. Yaptığı bu hata daha da büyük ve telafisi olmayan durumlar meydana getirir.
Filmi tamamen anlatmamak gerekli diye düşünüyorum. Film 2008 yılında Altın Portakal Film festivalinde Semih Kaplanoğlu’nun “Süt”, Nuri Bilge Ceylan’nın“Üç Maymun” filmini geride bırakarak birinci seçildi.
Genellikle film festivallerine güvenmem, fakat bu sefer gerçekten bu filmin birinciliği hak ettiğine inanıyorum. İzlenmesi gereken bir film fakat yolculuk sırasında izleyince daha güzel oluyor.
Alpaslan Öngel'ın Yazısı.