Ata`nın Ruhunu Şâd Ediyordum
Site Özel
					
                6594 okunma
	
                						
            
Ömer Öztürk / Genç Haber Merkezi
Sene 1988. Henüz 444’lere çok vakit  var bittabiî. Ortaokulun üçüncü sınıfındayız (son sınıftır). Bir gün  öğretmenimiz içeri girdi ve “Çocuklar,” dedi, “bundan böyle Atatürk’ün  ölüm yıldönümlerinde matem tutma geleneği kaldırıldı.” Günümüzün şu  züppece ifadesiyle sorarsak: Yâni? Yânilerden biri şu: artık 10  Kasımlarda alkollü içki yasağı yok!!
Aynen bu şekilde. Peki sevinmeli  miydik, yoksa üzülmeli mi..? O gün, o yaşımda, o ruhî temayülümle, bir  mana çıkaramamıştım ama bugün sorarsanız, üzülmeliydik derim. Senede bir  gün yortu, paskalya vesâire kutlamaya pek meraklı gayrimüslimler gibi  senede bir gün alkolsüz durabilseydik derim..
Yıllardır şahsî arşivimde bir ibret  nişanesi olarak, ara sıra çıkarıp göz attığım bir Sebil Mecmuası  bulunmaktadır; Kasım 1976 tarihli derginin kapağına o yılların bol  renkli resimli, işkilli, civelek gazetesi Günaydın’ın bir haberi  taşınmış. Kadıköy’de büfe işleten bir adamcağız 10 Kasım 1976 günü  alenen alkollü içki tüketirken polislerce derdest edilerek karakola  buyur edilmiş. Bizim bedbaht gâfil bakınız kendini nasıl savunuyor:  “Ata’nın ruhunu şâd etmek için içtim.” Şaşkoloz-cingoloz diyememiş ki,  “benim canım-cicim devletim, hem içki satıyorsun, hem de içince  darılıyorsun, bu ne perhiz bu ne hıyar turşusu, ama doğruu, sen içki  içmeye kızmıyorsun, sen 10 Kasım’da içmeye kızıyorsun.”
Bizimki gibi, ağır çelişkilere dayalı  şeflik, kapalı devlet idarelerinde şizofreni vakalarının patlama  yaptığını bilmem söylememe gerek var mıdır?
Şimdi şayet bu vatandaş yaşıyorsa; bir  10 Kasım günü artık Kadıköy’ü bir ağ gibi kuşatmış meyhanelerin önünden  bi zahmet geçse; geçse de Ata’nın ruhu nasıl şâd edilirmiş bir görse…
.jpeg)
GENÇ'ın Yazısı.

