Ata`nın Ruhunu Şâd Ediyordum
Site Özel
6499 okunma
Ömer Öztürk / Genç Haber Merkezi
Sene 1988. Henüz 444’lere çok vakit var bittabiî. Ortaokulun üçüncü sınıfındayız (son sınıftır). Bir gün öğretmenimiz içeri girdi ve “Çocuklar,” dedi, “bundan böyle Atatürk’ün ölüm yıldönümlerinde matem tutma geleneği kaldırıldı.” Günümüzün şu züppece ifadesiyle sorarsak: Yâni? Yânilerden biri şu: artık 10 Kasımlarda alkollü içki yasağı yok!!
Aynen bu şekilde. Peki sevinmeli miydik, yoksa üzülmeli mi..? O gün, o yaşımda, o ruhî temayülümle, bir mana çıkaramamıştım ama bugün sorarsanız, üzülmeliydik derim. Senede bir gün yortu, paskalya vesâire kutlamaya pek meraklı gayrimüslimler gibi senede bir gün alkolsüz durabilseydik derim..
Yıllardır şahsî arşivimde bir ibret nişanesi olarak, ara sıra çıkarıp göz attığım bir Sebil Mecmuası bulunmaktadır; Kasım 1976 tarihli derginin kapağına o yılların bol renkli resimli, işkilli, civelek gazetesi Günaydın’ın bir haberi taşınmış. Kadıköy’de büfe işleten bir adamcağız 10 Kasım 1976 günü alenen alkollü içki tüketirken polislerce derdest edilerek karakola buyur edilmiş. Bizim bedbaht gâfil bakınız kendini nasıl savunuyor: “Ata’nın ruhunu şâd etmek için içtim.” Şaşkoloz-cingoloz diyememiş ki, “benim canım-cicim devletim, hem içki satıyorsun, hem de içince darılıyorsun, bu ne perhiz bu ne hıyar turşusu, ama doğruu, sen içki içmeye kızmıyorsun, sen 10 Kasım’da içmeye kızıyorsun.”
Bizimki gibi, ağır çelişkilere dayalı şeflik, kapalı devlet idarelerinde şizofreni vakalarının patlama yaptığını bilmem söylememe gerek var mıdır?
Şimdi şayet bu vatandaş yaşıyorsa; bir 10 Kasım günü artık Kadıköy’ü bir ağ gibi kuşatmış meyhanelerin önünden bi zahmet geçse; geçse de Ata’nın ruhu nasıl şâd edilirmiş bir görse…
.jpeg)
GENÇ'ın Yazısı.