Çocuk için sağlıklı duygusal gelişimde annenin yeri çok önemliyken, sağlıklı davranış gelişiminde ise babanın varlığı alternatifsizdir.

Hayat ve hayat tarzı bu kadar değişir ve insanı değiştirirken insanla alakalı bazı temel ihtiyaçlar ise asla değişmiyor. Bu temel ihtiyaçların başında hiç şüphesiz aidiyet geliyor. İnsan doğduğu andan itibaren ait olmak istiyor, bağlı olmak, bağlanmak istiyor. Önce anneye, sonra babaya, sonra aileye, sonra topluma. Bu noktada anne ve aile çok önemli ama değişim sürecinde en çok kaybolan insanlardan biri baba. Halbuki bizim kültürümüzde baba ailenin direğidir. Direksiz bina olmaz, babasız aile olmaz. Anne için kararlı eş, çocuk için güçlü baba, alternatifi olmayan ve aileyi aile yapan en önemli varlıktır.

Değişen dünyada her geçen gün yoğunlaşan babaların vazifesini kimi zaman televizyonun ya da internetin, kimi zaman öğretmenin, çoğu zaman da annenin yapması bekleniyor. Halbuki roller tamamıyla farklı ve annenin doldurduğu boşluğu babanın, babanın doldurduğu boşluğu annenin doldurması zordur. Annenin çocuğa kazandırdığını babanın, babanın çocuğa kazandırdığını annenin kazandırması zordur. Çocuk için sağlıklı duygusal gelişimde annenin yeri çok önemliyken, sağlıklı davranış gelişiminde ise babanın varlığı alternatifsizdir. Toplum içerisinde yaşarken zarar vermeyeceği ve zarar görmeyeceği davranışlar geliştirmeyi çocuk küçük yaşlardan itibaren babadan öğrenecektir. Bu öğrenme de çok büyük oranda ders, nasihat, tavsiye gibi değil babanın günlük davranışlarını izlemesi, oturup kalkmasını kopyalaması, konuşmasını dinlemesi, ilişkilerini gözlemesi ile gerçekleşecektir.

Babasını görmeyen bir çocuğun ya da kısıtlı zamanlarda kısıtlı bir iletişimle gören bir çocuğun toplum içerisinde uyum sağlamasına yardımcı olacak sağlıklı davranışlar geliştirmesi çok zordur. Nitekim araştırmalar evde babanın olmadığı ailelerde okulu bırakma, uyuşturucu ve alkol alma, ergen hamileliği yaşama, şiddet ve suça bulaşma riskinin ciddi anlamda yükseldiğini gösteriyor. Öte yandan babanın (hem fiziken hem ruhen) var olduğu ailelerde ise çocuklarda akademik başarı, sosyal-duygusal gelişim, zihinsel gelişim, cinsiyet uyumu ve özgüven, babası olmayanlara göre bariz şekilde artıyor. Konuyu istatistiksel olarak açıklamak gerekirse yapılan araştırmalar babanın çocuklarının hayatında olmadığı ailelerdeki çocukların olanlara kıyasla;

- Hapse girme riskinin 8 kat

- Cinayet işleme riskinin 5 kat

- Davranış problemi yaşama riskinin 20 kat

- Tecavüz vakalarına karışma riskinin 20 kat

- Evden kaçma riskinin 32 kat

- Uyuşturucu kullanma riskinin 10 kat

- Okulu bırakma riskinin 9 kat

- Taciz ve şiddete uğrama riskinin 33 kat

- Bir cinayete kurban gitme riskinin 73 kat fazla olduğunu gösteriyor.

Yine konuyla ilgili yapılan araştırmalara göre ergen intiharlarının % 63’ü babaların olmadığı evlerde gerçekleşiyor. Evsiz ve evden kaçan gençlerin %90’ının evinde baba yok. Davranış problemleri gösteren çocukların %80’inin evlerinde baba yok. Yer değiştirmiş öfke sonucu tecavüz suçu işleyen gençlerin %80’inin evinde babaları yok. Hapishaneye düşen gençlerin %85’inin evinde babaları yok.

Var Ama Nasıl?

Burada babanın yokluğunu açıklamak gerekiyor. Söz konusu araştırmalar babanın fiziken yokluğu üzerine çalışma yapmışlar. Yani babanın ölüm ya da boşanma sebebiyle çocukların günlük hayatında yer almadığı aileler çalışma konusu olan. Bir de ölüm ya da boşanmanın olmadığı, babanın her gün eve geldiği ancak yine de sanki ölmüş ya da boşanmış gibi çocuğunun hayatında yer almadığı aileler de var. Yani baba var ama yok. İsmi var, cismi var, eve gelip yemek yiyen, uyuyan biri var ama baba olarak çocukların hayatında yok. Ruhsal anlamda evin içinde bir varlığı yok. Bu tür ailelerde çoğu zaman çocuklar üzerinde babanın yok olduğu ailelerde olduğu gibi çocuklarda yaygın davranış sorunları ortaya çıkıyor. Çünkü baba fiziken var olsa da ruhen yok.

Sonuç olarak değişimin hayatı bütünüyle sardığı bu dönemde dönüşmeden değişmek için evlerde babalara -ama sadece fiziken değil ruhen de var olan babalara- ihtiyacımız var. İşte o zaman rahatlıkla denebilir: “Babam sağ olsun!”


Mehmet Dinç'ın Yazısı.