Düşünce İle Zenginleşmek
Resul Davutoğlu
Düşünce seyyahları durmakla, dehlizlerine düşerler. Oradan mana elmasları devşirmeye çabalarlar lakin o zor bir iştir.
Herkesin içinde akan gümrah bir kaynak bulunmaz.Herkes çölünü vahalaştırıp bahçeleştiremez. Herkes hayat ve ışık sunamaz.Herkesin içinde nur yoktur. Kutluluk ve cezp edici şeyler bulunmaz.
Kutsal olan düşünce ve manadır. Onlar tebcil edilip ilgiyi çekerek kalabalıkları teshir ederler. Mananın gidişiyle kalan benlik yapısı gereği marazidir. Egoizmle nefsaniyetle kibirle gururla gerçekleri bozup kendine uydurmakla mualleldir. Onun sundukları kimsenin ilgisini çekmeyebilir. Şiirin bugün yetimleşmesinde benlik marazlarına düşmesi büyük etkendir. Mana ve tefekkür güneşi kalabalıkları çeker. Benlik ancak yalnızlıktır.
Günümüz şiiri ayrılıkların ve vehimlerin seslendirildiği benlik meydanına dönünce yarenlerini kaybetti. Fikir devadır. Bizi bizden alır. Kendi dehlizlerimizden kurtarır. Şekillendirdiğimiz ve şekillendiğimiz bir âleme alır. Oluşturduğumuz fikirler, bizleri oluşturur. Biz onları oluştururken farkına varmadan kendimizi oluştururuz. İnsan, fikirleridir.
Doğru fikirlere bende olursak özgürleşiriz. Yanlış fikirler benlikle el ele vererek bizleri köleleştirir. En kötü köleliktir bu. Çünkü gizlidir. Onun esiri esaretinin farkında değildir. Hatta kendini en özgürlerden sanır. Diğer insanlara kin ve öfke duyar. Onları anlamaz ve anlamaya çalışmaz. Mana ve düşünce bilgedir. Sahiplerine anlayış, merhamet ve empati gibi güzel hisler verirler. Yeşerir onlarla çöl gönüller. Vahalaşır sarılığa esir mekânlar. Düşmanlığı öldürürler. Benlik onların tam tersidir. Onun dostları değil düşmanları olur.
Mana aydınlatır yürekleri. Gizli hazineleri gün yüzüne çıkarır. Bilinmedik kuvvetler verir taşıyanına.
Cihan düşünce ile gelişir, büyür ve kabuklarını kırar. Süsler takınır. Güzelliklerini artırır. Düşüncesiz benlik, dünyaya zarar verir. Onun zenginliklerini talan eder. Harap edip yıkar. Düşünce ordularını güçlendirmek icap eder benlik zindanına düşmemek için. Düşünce diyarlarında gezinmekten vazgeçmemeliyiz benlik diyarında bir asalak olmamak için.
Gerçek fakir, düşünce yoksuludur. Cihanın emsalsiz tatlarını bilmeyen odur. Bin bir rengi fark etmeyen bedbaht da odur. Büyük beyinler düşünceleri konuşurmuş. Büyük beyinler mi? İşlenmiş beyinler mi? İşlenmemiş her beyin olanaksızlıkla maluldur. Düşünceler yalnız gelmezler. Beraberlerinde benzerlerini getirirler. Onların artma özellikleri de vardır. Kendi kendilerine çoğalırlar.
Yalnız onlara yardım edilmeli. Harf ve kelime yağmurlarıyla imdat edilmeli. Bulduklarını nakışlamaları için mürekkebin altın suyu bol bol sunulmalı. Bunlar onlara kanat olur, binek olur, su olur. Ölümsüzlük verir. İmkânlar sunar. Diyar ve gönülleri fethetmelerine yardım ederler.
Düşünce de “büyümeyen küçülür” kaide-i küllisine ramdır. Gelişmedi mi fakirleşir. Büyümedi mi büyüyenlerin nazarında küçülür. O kendini oluşturduğu gibi bitirebilir de. Beslenmedi mi ölür diğer canlılar gibi. Zevk verir düşünce tutkunlarına. Ayrı, farklı, anlatılmaz ve mutluluk akan bir nehir, rüzgâr veya ses gibi… Yalnız bunun için ruhla dost olmalıdır. Ruhları sürgünler, düşünce ceylanını meshur edemezler. Ruha, onu okur düşünce lakin onu sürgünlerden kurtaramaz. Belki ona çıplaklığını söyler krala haykıran çocuk gibi.
Gerçek düşünce zaten biraz çocuktur. Benlik gibi hilebaz değildir. Kalenderdir, varlık peşinde koşmaz. Kaybetmeye çok üzülmediği gibi kazanmayı da pek umursamaz. İkisini gülünce varan bir lakaytlıkla karşılayabilir. O sevilip itina edilmesi ve sürekli hatırının hoş tutulması gereken bir sevgili gibidir. Sizi sevmez. Sizin onu sevmenizi sever. Siz onu sevdikçe yanınızda kalır. Sevgi ve itinanız bitti mi bunu fark ederek başka sevgi diyarlarına yol alır. Kolay ölmez, çabuk silinmez. Yalnız çabuk zayıflar.
Onun fakiri, fakrının farkında olmayan gerçek fakirdir. Zengini zenginliğini umursamayan gerçek zengin…
GENÇ'ın Yazısı.