SEKAM`dan Gençlik Araştırması
Selman Sami Taşçı / Genç Haber Merkezi / @selmantsc
Bugün SEKAM’ın (Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi) düzenlemiş olduğu “Gençlik Raporu Sunumu”na katıldım.
Sunum Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Sonrasında İstanbul Ticaret Üniversitesinden Doç. Dr. Necmettin Doğan kısa bir ön konuşma yaptı. Ardından açılış konuşmasını yapmak için Prof. Dr. Burhanettin Can kürsüye çıktı.
Gençlik hakkında, gençliğin gidişatı hakkında çok çarpıcı tespitlerde bulunan Burhanettin Can’ın konuşmasından bir bölümünü sizlere aktarıyorum:
“İllimünati kitabından sizlere bir alıntı okumak istiyorum: Şeytan ve müritleri yüzyıllar boyunca özellikle de 20. yüzyılda insanların zihinlerini kontrol etmek için çok detaylı teknolojiler geliştirdiler. Şeytani ruhların, iş birlikçi aydınların ve medyanın yardımıyla amaçlarına ulaştılar. Adını hiç duymadığımız kişiler tarafından zihinlerimize şekil verildi, zevklerimiz değişti, fikirlerimize ise etki edildi. Türkiye de bundan nasibini alıyor. SEKAM’ın yaptığı araştırma sonucu, Türkiye’deki gençliğin gidişatı ve genel durumu itibari ile sigara, alkol, kumar, ve uyuşturucu kullanmaya eğilim başladığını ortaya koyuyor. Şiddete eğilim belirtileri var. Özellikle internet ve bilgisayar bağımlılığında bir artış söz konusu.”
Burhanettin Can’ın konuşmasının ardından gençler adına konuşmasını yapmak üzere Erkam Şahin kürsüye çıktı.
Erkam Şahin gençlik çalışmalarındaki zorluklardan bahsetti. İşte bahsettiği zorlukların kısaca özeti:
“Ana-babaya isyanın, hayasızlığın, adam öldürmenin, gaspın, hırsızlığın, ölçüyü kendine tartarken fazla, başkasına tartarken eksik tartmanın, adaletin şahısların inisiyatifine bırakılmasının, isteyene vermemenin ve verdirmemenin düstur edinildiği düzensizliğini Kabil kardeşi Habil’i öldürerek başlattı. Biz genç öncüler olarak çağdaşlarımıza ve tüm çağlara şu çağrıda bulunuyoruz: Habil de öldü, Kabil de öldü. Ama onu kandıran şeytan ölmedi. Hem bizim, hem sizin, hem de şehrin damarlarında sinsice gezmeye devam etmekte.”
Erkam Şahin’den sonra TGTV genel başkanı Hamza Akbulut sahneye konuşmasını yapmak üzere çıktı.
Hamza Akbulut “Bizim de böyle bir çalışma yapma planımız var, önümüzdeki günlerde yapacağız” diyerek SEKAM’ın yapmış olduğu bu çalışmaya minnetini dile getirdi.
Hamza Akbulut kendi yaşadığı bir olayı ise şöyle anlattı:
“Hukuk Fakültesine başladığımız zaman Medeniyet Hukukuna giriş diye bir ders vardı. Bu derste neden İsviçre hukukunu almakla iyi yaptık diye hocamız ders anlatıyordu. Hocamız bize: İsviçre medeni hukuku hazırlanırken bir hoca görevlendirilmiş, İsviçre’nin en ücra köşelerine kadar gitmiş, oralarda incelemeler yapmış, onların kültürlerine göre bir medeni hukuk oluşturmuş. İsviçre medeni hukukunu almakla çok iyi yaptık demişti. Sonrasında hocaya bir soru sorduk: Peki onlar kendi yörelerine, kültürlerine göre bir hukuk meydana getirirken, biz kendi medeni hukukumuzu niye meydana getirmedik? Hoca zorlandı ve en sonunda cevap vermek zorunda kaldı ve dedi ki: Eğer biz kendi medeni hukukumuzu kendimiz oluşturmuş olsaydık yapmış olduğumuz iş İslâm’a dönmek olacaktı, yani gericilik olacaktı deyince ortalık karıştı. Sonunda, konuşmak isteyenler varsa kürsünün arkasındaki odaya gelsinler dedi.
Hâsılı, ben de demek istiyorum ki: Eğer gençliğimizin sorunlarına çare bulmak istiyorsak, gençliğimizi dindarlaştırmak zorundayız. Kendi öz değerlerimizi onlara vermek zorundayız.”
SEKAM’ın yapmış olduğu bu programdan bir hayli istifade ettim. Umarım güzel bir gençlik ile karşılaşırız. Çalışmalar, yapılan bu aktivitelerin faydalı olması ümidiyle.
Genç Dergisi olarak hep destek, tam destek…
GENÇ'ın Yazısı.