Ahmet Musa Bala

Niçin terkeyleyip gittin a zâlim,

Seni sevmek midir bilmem vebâlim.

Fedâ olsun sana bu cân û malim,

Yine görmekliğe yoksa mecâlim,

Hayalindir hayâl-i hasbîhalim.

Mümkün müdür böyle yanmak, yanıp da yazmak, yazıp da dehşet bir melodi tasarımıyla bestelemek? Hepsini bir arada yapabilmek marifetini gösteren sanatçının adıdır Hacı Arif Bey.

Kendisi, 19 yy. Klasik Türk Müziği`nin dev sanatçılarındandır. 337 küsur bestesi ile musikimize çok derin bir repertuar bırakmıştır. Derinliği, niceliğinden ziyade takdir edersiniz ki niteliği hususundadır. Klasik müziğimize ayrı bir tat ve tarz katmıştır. Romantizm ve melankolinin zirvesinde olan Hacı Arif, bunu tabii olarak eserlerinde de sanatseverlere hissettirmiştir. Ayrıca eserleri yapısal olarak da kusursuz niteliktedir. Dönemindeki diğer eserlere nazaran eserleri yapısal farklılıklar içerdiği için çeşitli olumsuz eleştirilere de maruz kalmıştır. Zirvede ki insanlara çamur atmanın ve kötülemenin maharet kabul edildiği toplumumuzdan ne yazık ki Hacı Arif Bey de nasibini almıştır. Sanat camiası için maharet kavramını adet kelimesiyle değiştirdiğimizi de düşünürsek Hacı Arif Bey`in nelere maruz kaldığını tahmin edebilirsiniz. Gel gelelim bugün adı unutulmamış ve hayırla yâd edilen Hacı Arif Bey’dir. Bir sanatçı için böyle bir bahtiyarlık en mühim ikramdır muhakkak.

Hacı Arif Bey, eğitimini mızıka-yı hümâyun ve dönemin büyük sanatçılarından Zekâi Dede’den almıştır. Hacı Arif Bey sarayda, Serhanende vazifesiyle görev yapmış ve padişahın iradesiyle haremdeki cariyelere müzik dersleri de vermiştir.

Hacı Arif Bey, günümüzde dinlemekten bolca zevk aldığımız; Türk Sanat Müziğinin genellikle popüler eserlerinin bestelendiği kürdîlihicazkâr makamını bulmuştur. Kendisi de bu makamda birçok eser bırakmıştır. Hacı Arif Bey`e ait olan eseri Bekir Sıtkı Sezgin Bey’den dinlemenizi tavsiye eder musiki dolu günler dilerim. 


GENÇ'ın Yazısı.