Başörtüsü Meclis`te Var mı Yok mu?
Kendilerine “Buluşan Kadınlar” adını veren bir grup hanım “Başörtülü Milletvekili İstiyorum İnisiyatifi” diye bir platform oluşturmuş veşöyle bir slogan üretmiş: “Başörtülü kadın aday yoksa oy da yok..” Şimdilerde yenilenen ve “Yeni Türkiye’nin gazetesi” olmaya aday Star’da yazmaya başlamış Sibel Eraslan bu girişime ve üretilen slogana karşı çıkmış. Şu ifade ile: “...sloganın içerdiği depolitik sinerjiyle, siyaseti paralize etme tehlikesi var…”
Siyasetin tabanından gelmiş, uzun yıllar başörtüsü mücadelesi vermiş ve halen de veren bir insan olarak Eraslan’ın samimiyetini kimsenin sorgulamaya hakkı yok. Ama slogana niye karşı olduğunu izah için kullandığı cümleyi sorgulayalım derim. Evvela başarılı bir cümle; hakkını teslim edelim. Meseleyi ve Eraslan’ın meramını gayet güzel anlatıyor. Ama sorun şu ki bize ait değil. Bize ait olmayan bir kavram dünyasından konuşuyor ve tam da böyle yaptığı için slogana yüklediği illetle malül. Şöyle: “…cümlenin içerdiği politik sinerjiyle, başörtüsü meselesini fazla politize etme tehlikesi var…” Nasıl?
Şöyle: Eskiden soru şuydu: “Kur’an’da Başörtüsü Var mı Yok mu?” Şimdi soru şu: “Meclis’te başörtüsü olacak mı olmayacak mı?” Bu sorular insan hakları ya da seçmenlerin adil temsili açısından meşru olabilir. Ama bu sorular aynı zamanda başörtüsü gibi bir inanç konusunun siyasetin dar alanına sıkışmasına neden olmuyor mu? Başörtüsü meselesi bu son tartışma bağlamında fazla “politize” oluyor, araya gidiyor, bütün heybetini yitiriyor.
Eraslan, “siyaseti paralize edebilir”diye uyarıyor, yani hükümetin ya da siyaset kurumunun eli kolu bağlanabilirmiş. Ama ya din kurumu ne olacak? “Başörtüsü yoksa oy yok” söylemi ya da “yapmayın, siyaset çözecek bu işi” itirazı dinin başı açığın da dini olduğuna dair kapsayıcılık boyutunu örseleyerek, dini “paralize” etmiyor mu?
Mehmet Köprülü'ın Yazısı.