Zehra Neşe Çağır

Yanlış düşüncenin kurbanı olmuşuz, onu fiiliyatla destekliyoruz. Nedir bu düşünce?

“Yeteneğim yok, beceremiyorum, kafam almıyor gibi gibi...”

Ne büyük yanılgı. Cenab-ı Hakk, insanlara “İnsana ancak, çalıştığı vardır. Muhakkak çalıştığı vardır." buyuruyor. Ne kadar beceriksiz olursak olalım insana ancak çalıştığı vardır, eğer kişi olumsuzluklara yöneliyorsa olumsuz çıkar netice, başarılı olmada büyük maddeler vardır. Hedef, çalışma, tevekkül ve istisnasız sabır.

Hedefi olmayan sadece karnım doyacak kadar der. Evlenince bu değişir, hedef biraz büyür ama hep aynı paralelde devam eder. Çocuklarım ve hanımımda doysun. Hanımlarda ise yemeğe bir su bardağı daha fazla koyayım pirinci der. Böylece hanımda da hedef aynı oranda büyür ve yıllarca değişmez.

Bizim istediğimiz hedef bu değil. Bizim hedefimiz mum ol aydınlat etrafı olmalıdır. İlim öğreniyorsan ver onu başkasına, bakkalın varsa bir tane daha aç eleman çalıştır. Hedefini yakala yeni hedef belirle, onun için çalış.

Millet olarak nedense hep zorlukluklarda başarı göstermiş sonrasında bi parlama olmuş sonra iç nedenlerden dolayı çökmüşüz. Bu çalışma, birlik beraberlik açısından oldukça verimlidir. Ama aslolan bu değil “Müslüman ölünce emekli olur” mantığıdır.

Her yaşın bir çalışma mevsimi vardır. Çalışma sahası o kadar geniştir ki ne kadar ilim o kadar genişlik desem yeridir. Her takım bir öğretmenlik alanı, her takımında bir sahası ve oyuncuları vardır. Yani bir öğretmenlik yüzlerce ders adı, binlerce çalışma alanı demektir. Çalışma alanlarımız bu kadar büyük iken yerinde saymak çalışma edebine uymaz.

Cenabı Hakk “ben bir hazineyim ve bulunmak isterim" diyor. Her ilim Allah giden yol ise Allah`ı daha iyi tanımaya çalışmamız için alanımızda sürekli ilerleyeceğiz.

Tevekkül, bağlanda gel, bir ipi ağaca bağlamak bile çaba isterken hedefimize çaba göstermeden mi ulaşmak isteyeceğiz? Ne büyük yanılgı. Çalıştıktan sonra işi “ol” emri verene bırakacağız ama önce bizler yapacağız.

İstisnasız herkes çalıştığının karşılığını üç aşağı beş yukarı alır, ama bu zamanda nasıl bağlandığın önemlidir. Sonucun kötü gelir de isyan edersen bu tevekkül olmaz isyankarlık olur. Tevekkül kalben, olumlu yahut olumsuz sonuçlara razıyım demektir.

Sabır üç maddenin bütün aşamalarında mevcuttur. Bilirsiniz Edison’u öldüğünde 3 milyon kağıt bulunmuş odasında. Sabra bakar mısınız? İki sayfalık ödevi yaparken bile nasıl yoruluyoruz. Edison`un bunları yaparken hep olumlu sonuçla karşılaştığınısanmıyorum ama sabrının tükenmeden devam etmesine vesile Hedefe olan aşkı da tebrik etmek gerekir.

İnsan beyni diğer kaslardan farklı değildir ne kadar çalışırsa o kadar kuvvetlenir. Çalışma aşamasında tıkanıklar olur ne demiş Allah. “Zorlukla beraber kolaylık vardır” aynen öyle zorlanınca beyin biraz durmuş gibi olur ama aslında toprağı kazdığınızda karşınıza çıkan taş misali uğraştırmasıdır bu durum. Sabır işte bu aşamalarda yer alır. Yapamıyorum deyip kestirip atmakla değil.

Bir de söz verdiyseniz kendinize, yerine getirmeye çalışın çünkü kendinize verdiğiniz bir sözü yapmazsanız, yalancı olursunuz, yalan ise münafıklık alametidir. Munafıksınız demiyorum alameti vardır diyorum. Böyle düşünürsek, vicdanen rahatsız olacağımız için verdiğimiz sözü hem tutup hem de çalışma potansiyeli oluşacaktır.

“İnsana ancak çalıştığı vardır" Gez, göz, arpaçık hedefini bulmada yardımcı olacaktır öncelikle kendini tanı sonra hedefini vurmaya çalış. İlk deneme başarısız olabilir sabret ve tekrar bir güven ile bağlanarak tekrar ateş et. İşte ölünce emekli olacak müslüman sen olmalısın.


GENÇ'ın Yazısı.