Ağrı Kesiciler
Ağrının insan kemâlâtında mühim bir yeri var. Ağrı iyi bir terbiyeci. Düzgün yaşamanın, düzgün bir insan olmanın yolunu gösteriyor, men ederek. Hayatımızı, son yaptıklarımızı, sık yaptıklarımızı bir gözden geçirmeye davet ediyor. Bunları düşündüysek müsade var, ağrı kesici alabiliriz.
Doktora başvurmada ilk sırada gelen şikayet, ağrı. Birçoğumuz yanımızda, evimizde (analjezik) ağrı kesici bulunduruyoruz. Tabii olarak ağrılardan kurtulmak istiyoruz. İlk olarak ağrının sorunun kendisi değil alarmı olduğunu bilmemiz gerek. Ağrı kesicilerin de hiçbirisi gerçek sorunu çözmüyor. Sadece ağrıyı gideriyor.
PEKİ NASIL ÇALIŞIYORLAR?
Ağrı vücudumuzda rahatsızlık olan bölgede üretilen bazı maddelerle, yahut doğrudan sinir uçlarının uyarılmasıyla ortaya çıkar. Sinirler üzerinden beyne iletilir ve beyin tarafından “hmm bu bir ağrı” diye yorumlanır. Dolayısıyla bu yolu bir yerinden kesersek ağrıyı kesmiş oluruz. Ağrı kesiciler bunu yapıyor, ağrı hissinin oluşmasını sağlayacak maddelerin üretilmesini ya da sinyalin beyne ulaşmasını engelliyor.
Demek ki şunu söyleyebiliriz: Sorunu çözmedikleri gibi ağrıyı da tamamen yok etmiyorlar, sadece ilacın etki süresince ağrı hissi oluşmuyor.
Ağrının tipine ve derecesine göre çok farklı gruplardan ilaçlar kullanılabilir. Yolu neresinden ve nasıl kestiğine göre değişiyor, narkotiklere kadar gidiyor. İlk akla gelen tıbbi terminolojide Non-Steroid Anti-İnflamatuar ilaçlar denilen bir grup (steroid olmayan iltihabı önleyen ilaçlar diye çeviliyor ama biraz komik durduğundan orjinalini kullanalım). Bunlar içinde Aspirin ve Parasetamol’un ayrı bir yeri var.
DAHA İYİSİ BULUNANA KADAR EN MASUMU:
Parol ticari ismiyle bilinen Parasetamol mide ile ilgili, kanama, peptic ülser gibi problemler yaratmaz. Hamilelikte dahi kullanılması uygun olan bir ilaçtır. Doktora danışmadan bi ağrı kesici almak istiyorsanız, Parasetamol etken maddeli ilaçları (Parol, Aferin, Minoset vs..) kullabilirsiniz. Daha iyisi bulunana kadar en masumu bu diyebiliriz. Tabi Parasetamol kullanımı da günlük 1,5 - 2 gr geçilmemeli. Aksi takdirde hepatotoksisite yani karaciğer hasarına sebep oluyorlar.
Grubun diğer üyeleri içinde öne çıkan İbufrofen (Nurofen, İbufen vs..), 6 aylık bebekten itibaren kullanılabilen bir ağrı kesici.
NSAİ ilaçların genel yan etkileri olarak da şunları söyleyebiliriz: Mide kanamasına, peptic ülsere, hiper tansiyona, uzun süreli kullanımda böbrek yetmezliğine sebep olma.
1999’da Viox markasıyla “mideye dokunmayan, hiçbir yan etkisi olmayan” denilerek bir ağrı kesici çıkıyor. Bir süre sonra paldır küldür piyasadan çekiliyor, bir sürü tazminat ödemek durumunda kalıyorlar.. Çünkü kanamalardan, beyin damarlarında hasara, hipertansiyona kadar birçok komplikasyonlar ortaya çıkınca ölümlere sebep oluyorlar.
HER AĞRIYI KESELİM Mİ?
Kişinin bir ağrısı varsa ve onun yaşam kalitesini etkiliyorsa kesilmesi lazım. Bu hususta herkes için bir sınır söylemek mümkün değil, kişinin kendi ağrı eşiği devreye giriyor. İnsanların genel eğilimi tüm ağrıları kesmekten yana olduğu için işin diğer tarafına ağırlık veriyoruz. Yoksa burada kimseye ağrı çektirmeye hakkımız yok.
Ağrı kesiciler gerçek sorunu gidermiyor demiştik. Bir tarafta ağrıya rağmen rahatsızlığın üzerine gitmek sana zarar verebilir. Diğer tarafta ağrıdan kıvranıyorsun kesmeyelim mi? Olmaz.
Düzgün oturmadığımızdan dolayı belimiz ağrıyor yani onu kötü kullandığımız, suistimal ettiğimiz için. Üstüne bir de o ağrıyı kesiyoruz ve o yanlışı yapmaya devam ediyoruz. Ağrı bir sinyal: “Hey burada bir sorun var, dikkat et” diyor. Biz ise onu susturup aynı şeyi yapmaya devam ediyoruz. Arttırınca o da arttırıyor. Bir tane ilaç daha atıyoruz, bir tane daha. Sonra yan etkiler, toksik dozlar yahut uyuşturucular… diye gidiyor.
Kalp krizindeki göğüs ağrısı mesela, “dur” diyor, “yapmakta olduğun şeyi bırak, bi dinlen, ilacını al” diyor. EKG’sini söylüyor adama, hem de herkesin anlayabileceği bir dilde.
Hayatın koşuşturmacası içinde vucüdumuzun sükûn bulması için müsade etmiyoruz çoğu zaman. Otururkenki, çalışırkenki ergonomiye dikkat etmiyoruz.
Uykumuza itina göstermiyor, canımızın çektiğini yiyoruz... Ağrı bunları söylüyor bize.
Ağrının insan kemâlâtında mühim bir yeri var. Ağrı iyi bir terbiyeci. Düzgün yaşamanın, düzgün bir insan olmanın yolunu gösteriyor, men ederek. Hayatımızı, son yaptıklarımızı, sık yaptıklarımızı bir gözden geçirmeye davet ediyor. Bunları düşündüysek müsade var, ağrı kesici alabiliriz.
Kendimizi bilelim.
---
Danışman: Prof. Dr. Öner Süzer, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Farmakoloji A.B.D.
Aspirin
Aspirin yani asetilsalisilik asit en eskisi ve belki de en sık kullanılanı. Aspirin sadece ağrı kesici değil. Dört farklı dozda, dört etkiden bahsedebiliriz. Diğerlerinde olmayan, kalp krizlerinde kullanılan bir etkisi var Aspirin’in, pıhtılaşmayı önlüyor. Kalp hastaları için hayati önemi olan bir etki bu. Tabi aynı zamanda kanamalara yatkın hale getiriyor. Bebek aspirini denilen düşük dozu bile mide kanamasını artırabilecek bir etkiye sahip. Biraz daha yüksek dozda (300mg - 1gr gibi) ağrı kesici etkisi ortaya çıkıyor. Daha yüksek dozda anti-inflamatuar. Aşırı dozun ise (4 gr üstü) toksik / zehirli etkisi vardır.
Ağır Ağrılar İçin
İlaçlar masum değil, bunu zaten biliyoruz. Diğer taraftan hayatı zorlaştıran ağrılar var. Hatta kanser ağrısı, kalp krizi ağrısı, açık kalp cerrahisi ağrısı gibi dayanılmaz ağrılar. Bunlar NSAİ gruptaki ilaçlarla geçirilemiyor. Bu grubun ötesindeki ilaçlar hastaların kendilerinin ulaşamayacağı, doktor tarafından uygulanabilen ilaçlar olduğu için, çok üzerinde durmayacağız. Ama söylemiş olalım bu ağrılar için morfin, codein, tramadol, fentaniller gibi ilaçlar var elimizde. Şükür.
Sizin Şikâyetiniz Neydi?
Bu sayfada sağlıkla ilgili hayata dokunan meselelere değiniyoruz. Merak ettiğiniz, sormak istediğiniz yahut “bu sayfada yer alması güzel olur” dediğiniz konular varsa huseyinkucukali@hotmail.com adresine gönderebilirsiniz. Araştırır, beraber öğreniriz, imkan dahilinde buradan da paylaşırız, inşallah.
Hüseyin Küçükali'ın Yazısı.