Yemen’den İngiltere’ye gelip, Oxford’da arkadaşlarıyla birlikte mescid açan hukuk fakültesi öğrencisi Ömer Mashjari’yle yazarlık yaptığı HuffingtonPost, Yemen’de Arap Baharı’nı ve uzun uğraşlar sonucu Oxford’da açtıkları mescid üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle seni kısaca tanıyabilir miyiz?

İsmim Omar Mashjari. 21 yaşındayım. Aslen Yemenliyim fakat İngiltere’de yaşıyorum. Hukuk fakültesi öğrencisiyim ve aynı zamanda Haffington Post’da yazarlık yapıyorum. Bu yıl lisansımı tamamladım. Hukuk alanında yüksek lisans yapıyorum. Dünya siyaseti, özellikle de Arap siyasetiyle yakından ilgileniyorum.

Seni Oxford Üniversitesi İslam Merkezi’nde mescid açma çalışmalarınla tanıyoruz. Bize bunun hikayesini anlatır mısın?

Geçtiğimiz yaz döneminde Oxford Üniversitesi İslami Çalışmalar Merkezi’nin yaz okuluna katılmak için bir davet aldım. İki haftalık bir kurstu bu ve inanılmaz bir kurs dönemi geçirmiştim. İslami çalışmalarda liderlik zekamı geliştirme konusunda bana çok büyük fayda sağladı. Bu merkez yeni bir alanda açılıyordu ve tüm Müslüman öğrencilere de barınma imkanı sağlayacaktı. Bu merkez açılmadan önce benim de içinde bulunduğum bir grup merkezin açılacağı yere gittik. Çok şanslıyım ki herkesten önce orayı görme imkanım oldu. Buraya “Yeni Oxford Mescidi” adını verdik. Mescid geleneksel Oxford tarzına uygundu, aynı zamanda İslam mimarisinin tutumunu da fazlasıyla yansıtıyordu. Mescidimiz hâlâ yapım aşamasında. İnşaallah 2014 yılında açılacağını umuyoruz.

Peki bulunduğun üniversitede herhangi bir İslami organizasyon ya da çalışma var mı?

Evet, özellikle lisansımı tamamladığım üniversitede çok enerjik bir İslami topluluk vardı. Bu topluluk diğer Müslüman öğrencileri derslerden biraz olsun uzaklaştırıp, özellikle Cuma günleri bir araya getiriyordu. Şu anki üniversitemde ne yazık ki bir İslami topluluk yok ve ben oluşturmak için çabalıyorum, fakat Hukuk fakültesinde herkes fazlasıyla meşgul, yüksek lisans çalışmaları çok daha ciddiye alınıyor. Üniversite dışında çok sayıda Müslüman arkadaşım var ve onlarla çeşitli grup çalışmaları yapıyoruz elhamdülillah.

Biraz da Huff ington Post’tan ve yazarlığından bahsedelim.

Arap baharından önce bu bölgelerle ilgili blogda yazılar yazıyordum. Özellikle de Yemen hakkında… O sıralarda Arap Baharı ortaya çıktı Tunus’ta. Bu dalganın Yemen’de yayılmasını sağlayan twitter kullanıcısı ve blog yazarlarından biriydim. Huffington Post benim kendi bloğumda yazdıklarımı takip etmiş o dönemde, Arap Baharı ve Yemen hususunda yazdığım yazıları köşe yazısı olarak yayınlamaya başladı. Bu vesileyle yazdığım yazılar büyük kitlelere ulaşıyor artık.

İngiltere’de yaşayan bir Yemenli olarak, İslami hayatın yaşanışı konusunda Yemen’le İngiltere arasında ne gibi farklılıklar görüyorsun?

Yemen, İngiltere’den her açıdan çok farklı. İngiltere’de doğdum ama ailemle birlikte sık sık Yemen’e ziyarete gidiyoruz. İslam’ı algılayış biçimi, yaşayış biçimi ve insanların birbirlerine gösterdikleri tahammül açısından İngiltere ve Yemen’de çok farklılıklar var. Bunu birçok İslam ülkelesi arasında bile görüyoruz aslında. Kültürün ve geleneklerin etkisi altında bir İslam anlayışı var birçok yerde. İngiltere’de her milletten Müslüman var. Karma bir İslam algısı var desek yanlış olmaz. Bu beraberinde zorlukları da getiriyor.

Biraz açabilir misin bu konuyu?

Mesela İngiltere’de Müslüman olabilmek için çok ciddi bir efor, enerji ve iman gerekli. Britanya’da günah her yerde, ama Yemen gibi İslam ülkelerinde saklıdır hep. Yemen’de insanlar beş vakit camiiye giderler, İngiltere’de bu pek mümkün olmuyor. Yemen’de beş vakit ezan sesi duyuyorsunuz. Mesela Yemen’e gittiğim ilk günlerde ezan sesi beni hep büyülemiştir. Eğer İngiltere’de öğrenciyseniz, dini görevlerinizi yerine getirmek için daha fazla çaba sarf etmek gerekir, çünkü İngilizler sizin günde beş vakit ibadet etmek zorunda olduğunuzun farkına varamazlar.

Teşekkür ederim röportaj için.

Rica ederim.


Hatice Sarı Tan'ın Yazısı.