Bir Zamanlar Türkiye
Aradan uzun yıllar geçti ve çok şey değişti. Artık Türkiye, eski Türkiye değil. Evet, zamanla her şey değişiyor. Gecekonduların yerini plazalar alıyor, Kürtçe kaset çıkaracağını söylediği için insanlara çatal fırlatılmıyor, başörtülü diye üniversiteden uzaklaştırılmıyor, evlere eskisi kadar şehit haberleri gelmiyor, yüreklere yangın düşmüyor.
Sebebi sadece hükümet değil. Yıllardır sükûnete, huzura ihtiyaç duyan halk. Bu ülke sağcısıyla, solcusuyla, cemaatiyle yükseliyor. Kim ne derse desin bu insanlar fabrikalarda, eğitim kurumlarında, sağlık sektöründe çalışıyor. Bu ülkeyi sağcısı, solcusu, cemaatçisi ellere verip yükseltiyor. Ne kadar kendilerini ayrı görseler de bu ülke için çalışıyorlar. Hiçbir anne evladına kavgaların olduğu, ayrımcılığın hüküm sürdüğü, tehlikeli bir Türkiye bırakmak istemiyor o yüzden sabahın erken saatlerinde adım atacak yer olmayan otobüslerde işlerine doğru yol alıyorlar.
Türkiye’den bir fotoğraf… Tahtadan yapılmış bir tabelaya film afişi yerleştirilmiş ve çocuklar sokak sokak bu afişi gezdiriyor ve filme seyirci toplamaya çalışıyorlar. Fotoğraf MichaBaram Yıl 1965
O yıllarda İstanbul’un birçok semtinde insanlar su bulamıyorlardı. Eyüp’te küçük çocuklar gecekondu evlerine su götürmek için yola çıkmışlar. Fotoğraf Ara Güler 1965
Eminönü`nde yağan yağmurun ardından caddeler çamur içerisinde kalıyor. O yıllar at arabaları oldukça yaygın ve nakliyeciler genellikle at arabalarını kullanıyor. Fotoğraf Ara Güler Yıl 1959
1968 İstanbul sokaklarından bir görüntü. Fotoğraf Ara Güler
Bir zamanlar Türkiye’sinde ayı oynatıcıları vardı. İstanbul’un turistlik semtlerine gider ve bu şekilde para kazanmaya çalışırlardı. İlerleyen yıllar ayıların sahiplerine saldırması ve hayvan hakları savunucuların tepkisi sonucu bu ilginç para kazanma geleneği son buldu.
Bulgaristan’da yaşayan Türkler yaşadıkları maddi ve manevi sıkıntılar ve Bulgaristan’ın asimilasyon politikaları sonucu Turgut Özal’ın girişimiyle Anavatanlarına göç ediyorlar. Türkiye’ye gelenler kısa bir süreliğine Edirne’de bulunan mülteci kamplarında kalıyorlar. Bir bayan kardeşinin uzayan saçını keserken.Fotoğraf John Vink.
Yıl 1989 Başörtüsü yasağının kalkması için protesto eylemi gerçekleştiren Üniversite öğrencileri sert müdahale ile karşılaşıyor.
Merve Kavakçı 2 Mayıs 1999 yılında TBMM’de ant içme törenine başörtülü geldiği için protesto ediliyor ve meclisten zorla çıkarılıyor.
10 Şubat 1999 yılında Magazin Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği ödül töreninde Kürtçe kaset çıkaracağını söylediği için Ahmet Kaya’ya çatal ve bıçak fırlatırdı ve ödül töreninden zorla çıkarırdı.
2001 Türkiye ekonomik krizi sonucu bir esnaf iflasın eşiğine geliyor. Esnaf, tepkisini yazar kasayı yere atarak gösteriyor.
12 Eylül darbesi ile birlikte sağ ve sol görüşlü öğrenciler fiziksel ve psikolojik işkenceye tabi tutuldular. Hapishanelerde tarihin unutamayacağı işkenceler gördüler. Tutuklular mahkeme karşısına iç çamaşırları ile çıkartılıyor.
1977 yılında 1 Mayıs bayramında çıkan olaylar sonucu 34 kişi Polis panzerlerinin altında can vermiş 136 kişi ise ağır yaralanmıştır.
6-7 Eylül Olayları. Taksim İstiklal Caddesinde azınlıklara ait mağazalar yağmalandı, dini ibadethaneler hasara uğratıldı. Varlık vergisinden yıllar sonra yaşanan 6-7 Eylül olaylarda birçok Rum ve Ermeni vatandaş ekonomik olarak tamamen iflas etti. Türkiye’den göç etmek zorunda kaldılar. Aslında durmak için artık bir sebep kalmamıştı. Azınlıkların yaşadığı Tarlabaşı ve civarı yıllar sonra mafyanın, uyuşturucu ticaretinin, karaborsanın merkezi haline gelecek. Çözüm ise kentsel dönüşüm olacaktı.
Oğlunu şehit veren bir anne oğlunun tabutunun başından ayrılmak istemiyor. Yüreği yanan anne gözyaşlarına engel olamıyor.
Alpaslan Öngel'ın Yazısı.