Mutlu Noeller (!)
Rukiye Feyza Yıldırım
Bir mübarek bayrama daha ulaştık…
Kurban edilen hindiler, vakti hakkıyla doldurmaya yarayan tombalalar, güzelleşen kafalar… “Sıla-i rahim”in asla göz ardı edilmediği bir bayram daha… Müslüman’ın bayramı! Herkes yeni aldığı bayramlık kıyafetlerini giymiş, o mübarek anı bekliyor heyecanla. Ne mübarek andır o an, hele o geri sayım! Rakamlar mutluluktan şaha kalkıyor adeta. Kelimeler kifayetsiz o bayram anını izah etmeye…
Bu abartının sebebi mi?
% 90’lık kesimi Müslüman olan ülkemin güzel Müslümanlarının, Aralık ayına girmemizle başlayan o takdire şayan hazırlıkları.
Bir ay öncesinden odaklar o ayın sonuna çevriliyor, algılar o günden başka bir günü idrak edemez hale geliyor. Çünkü o günün, o anı; hakikaten kutsal.
Öyle ya, insanın insan olmasından dolayı sahip olduğu melekeler; onun çağdaş olabilmesine yetiyor, bu bayramı hakkıyla yaşayanlara göre. Eğer onların algısına göre çağdaş değilseniz, üzgünüz! İnsanlık melekeleriniz firarda! Artık sizden çok uzaktalar!
Siz, artık sizi insanlaştıran bütün özelliklerinizi kaybettiniz…
Aristo’nun `İnsan düşünen hayvandır.` tespitine dahi burun kıvıran bu zihniyet, insanın bu tanımlamadan daha dolgun bir tanımlamayı hak ettiğinin pekâlâ farkında ve insanı insan yapanın da, akledebilmesi olduğunu çok iyi biliyor. Çağdaş yaşayamayanlarsa, insanlık vasıflarından yeterince nasiplenememiş kimseler, yine onlara göre.
Noel Bayramı bunun neresinde derseniz, şöyle izah edilecek tarafımca:
Bayramın vazgeçilmez içeceği; envai çeşit alkol. İnsanın diğer mahlûkattan ayrılmasının yegâne sebebinin akledebilmesi olduğunu bilen pek muhterem çağdaş kardeşlerim, akletme yetilerini bir süreliğine de olsa bir kenara itelemeyi dahi göze alabiliyorlar bu bayram adına.
İnsan olabilmenin hakkını verebilmiş olan insan çağdaştır ve çağdaşlığın en büyük getirilerindendir alkol içebilmek, ne de olsa.
Sadece bayrama has değil bu tavır, ömürlerine işlenmiş nakış nakış. Bir mantıklı açıklamaydı istediğimiz gericiler olarak: "Madem ki insan aklı ve fikri ile insan, bu kadar mı bıktınız aklınızdan-fikrinizden?"
"Yahut aklım-fikrim olmasaydı ne yapardım?" sorusunun cevabına ulaşıp, akıl-fikir nimeti için az da olsa yobazlaşıp (!) şükür mü edeceksiniz Tanrı’nıza?
Öyleyse düğmelerimizi ilikleyip saygı durmak düşer bize…
Peki, bu bayramı mübarek yapan ne? Tarihsel süreç içerisinde hangi kutsal olaya dayanıyor ucu? Hadi Hıristiyanlar Peygamberlerinin doğumunu kutluyorlar. Peki ya siz&biz Müslümanlar?
İmanın şartlarındandır tüm peygamberlere iman etmek elbet. Ancak, kendi Peygamberine zerre sevgi beslemeyen (seven sevdiğini üzecek hareketlerden kaçınır hadisine dayanarak söylüyorum bunu) O’ndan önceki Peygamberleri bu denli el üstünde tutabilir mi? Yoksa içinde bir damla bile bulunmayan bardağa “dolu tarafından bakmaya çabalamak” mı oldu bizimkisi?
“Biz Hıristiyanların bayramını değil, yeni yıla girişimizi kutluyoruz!”
Kutlanılan yeni yılın gelmesiyse, niçin billboardlarda yazılı olan yazı; “Mutlu Noeller!” İnsanoğlu bu ya, çelişkilerle dolu.
Bu gece kafalar güzelleşecek, hindiler kurban edilecek, tombalalar eşliğinde dopdolu istişareler edilecek… Fakat yarın hiçbir Çarşamba’dan farklı olmayacak.
Sonuç mu?
“Ecdadını, aslını, en önemlisini de kendini unutmuş, insanlık melekeleri firar etmiş insan müsveddeleri…”
“Atatürk bizi Batı sömürgesi olmaktan kurtardı!” diyerek kutsalına dayanak bulabilen lakin kendini Batı’nın kollarına bırakmış çelişkiler zincirinin nadide halkaları…
Yeni yılınız mübarek olsun o vakit, çelişkilerinizden sıyrılmanız duası ile!
GENÇ'ın Yazısı.