Ne Oluyor Bize?
Eyyüp Özcan
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki; babaların, annelerin, nenelerin, dedelerin imrenerek baktığı günlerdeyiz. Onlar bizim zamanımızda genç olacaklardı ki…
O büyüklerimizin tabiri ile ekmek elden su gölden yaşıyoruz. Tek çeşit yemek yok, tek kat kıyafet yok, özlemek bir telefon kadar uzak, işe gitmek bir bilgisayar kadar yakında. Ama gene de mutlu değiliz; hala yetmiyor bir dolap dolusu kıyafet, doyamıyoruz bin bir çeşit yemekle. Akşam işten çocuğumuzun, eşimizin yüzüne bakamayacak kadar yorgun geliyoruz. Şükredemiyoruz.
Şükretmek için illa da aç kalmak mı gerekiyor, illa yırtılmadan kıyafet alamamak mı gerekli, illa babaya illa anneye illa çocuğa illa eşe aylarca gurbette hasret mi çekmek gerekiyor, özlemek için sevmek için… Birine yardım etmek için şart mı bizim de düşkünlüğü görmemiz. Koyamıyor muyuz kendimizi etrafımızdakilerin yerine? Ne oluyor bize, ne yedirdiler, ne içirdiler bizlere de, biz böyle olduk. Çok mu zehirlediler yabancı tohumlarla ekilmiş toprak mahsulünden, bu televizyonlar, bu radyolar mı çıkardı bizi yoldan?
Çok yiyor, çok konuşuyor, çok uyuyor, çok az şükrediyoruz. Yaradana ne kadar da az minnet duyuyoruz. Çok az benziyor yaşantımız peygamberimizin bize öğrettiği hayata. Bir musibet mi gerekli bin nasihattan ders almak için? Mü’min bir delikten iki kere sokulur mu? Büyüklerin yaşadıklarını çöpe mi atacağız? Peki, ne zaman emirleri ile, peygamberin öğrettiği şekilde yaşayacağız. O`na (sav) uymamız gerekli, örneğimiz, O (sav) olmalı.
Ne zaman ki hataları tecrübe etmekten kurtulacağız, öğrenmek için musibet beklemeyip nasihattan ders çıkaracağız, göreceğiz geçmişi, bugünü, diğer insanları diğer dünyayı, İşte o zaman insan olacağız ,insancıl olacağız, şükreden ümmet, layık kul olacağız.
GENÇ'ın Yazısı.