Bugün Müslümanların uhdelerinde bulunan işlere boşvermiş bir üslupla üstünkörü yaklaşmaları, emrolundukları hâl üzere olmadıklarını gösteriyor.

Güzellikler ayrıntıda gizlidir. Eserde müessiri, mahlûkta hâlıkı arayan âdemoğlu, kendini tevhidin sırrında tüketmek arzusunda olan Müslüman, ayrıntıları görmezden gelemez. İnsan “Mutlak Varlık” karşısında bir hiçtir, ancak insanın ruhu ve kâinata bir gözlemci olarak açılan şuuru asla ihmal ve inkâr edilemez. Yüce Yaratıcı bu ruh ve şuura, eşyaya şekil verme ve hükmetme kabiliyeti bahşetti. “İnsana kendi çalıştığından başkası yoktur.” (Necm-39) hükmü miktarınca. İnsan çalıştıkça ölçünün, muvazenenin, rengin, boyutun, miktarın farkına varır. Çalışmak ayrıntıya vakıf olmaktır, her kim ayrıntılardan habersiz genellemeler üzerinden hareket ediyorsa o kişi bir bakıma az çalışıyor demektir. Âhengi sağlayan ayrıntıdır. Ayrıntısı bilinmeyen işe nüfûz edilemediği gibi kontrolü de güçtür. Bugün Müslümanların uhdelerinde bulunan işlere boşvermiş bir üslupla üstünkörü yaklaşmaları, emrolundukları hâl üzere olmadıklarını gösteriyor. “Allah güzeldir ve güzelliği sever” buyuran bir peygamberin titiz bir edayla ayrıntıları kaçırması mümkün müdür? “Kalbinde, miskal kadarcık bile olsa, ‘kibir’den bir şeyler bulunan kişi cennete giremeyecektir...” diyen Efendimiz genel geçer bir kulluk ödevi vazedebilir mi? “…Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.” (Lokmân -33) Şeytan bir yandan, nefsimiz bir yandan bizi O’nun geniş rahmetine ibadetsiz, amelsiz güvendirmeye çalışıyor. Ancak zerre kadar iyilik ve kötülük işleyenlerin mükâfatlandırılacağı ya da cezalandırılacağı hesap günü için kulluğun milim milim işlenmesi gerekiyor. Bu, hayatı ciddiye almaktır, küçük şeyin olmadığını kabul edip, plan ve programlı hareket etmeyi misyon edinmek demektir. Haz merkezli yaşamayı nefsin bir ayıbı kabul edersek, geriye bize huzur hali kalıyor. Bize huzur veren şeyler, dikkat kesilirseniz, hep ayrıntıların ardından isabet ediyor.


Ali Can'ın Yazısı.