Zehra Neşe Çağır

Uzun yıllardan beri süregelen öğrenimimiz de hayvanlarda aklın olmaması insanla birbirini ayıran özelliktir deyip duruyoruz. Öyle ama hayvanların bu kadar uyumlu olmasına ne diyeceğiz` İşte bu sorunun cevap saika ve şaika`dır. Saika, şuuru olmadan bir şeye sevk olunmaya denir. Diğer ismiyle sevki ilahi, inkarcıların dili ile içgüdür. Şaika ise şevktir bütün hayvanlar şevk ve motive ile işlerini görmektedir. Yani hayvanlarda özgür irade denilen bir irade olmayıp bütün işleri içgüdüsel olarak iştahlı bir şekilde yaparlar.

Hayvanların saika ve şaikanın olması ekolojik denge açısından önemli fonksiyona sahiptir. Sevk olunma ve Şevk birbirini puzzle gibi tamamlayıcı niteliktedir. En basit anlatım sevk-i ilahi olur ile yapar bu yaptığı olayı ise şevk ile yapar. Örneğin, bir çita 3 sn gibi çok kısa sürede 120 km/hız`a ulaşıyorlar ama bu hız sürekli değildir belli mesafesi vardır bu da yaklaşık olarak 460 metredir . Eğer 460 metreden fazla koşarsa vücut ısısı 46 derecenin üstüne çıkar ve bu da çitanın beynine zarar verir.

Beslendiği hayvanlar ekolojik dengeyi destekleyen nitelikle olan keskin manevralarıyla ünlü ceylan ve impalalardır. Çitanın yakalamaya yönelme aşaması saika, harekete geçmesi şaikadır. Ceylanda ise Çitanın geldiğini fark etmesi saika , kaçıp kıvrak manevra yapması saikadır... Böylece hayvanların birbirlerini yakalaması ve kaçmasında aynı durum olan saika ile gerçekleşmiş oluyor. Haberleşmede, cinsler arasında kısa-öz ve hızlı olması önemlidir. Eğer cinsler arasında iletişim geç olursa bu onların bir gün daha aç kalmalarına yada bir avcıya av olmalarına neden olabilir. Nitekim bu da hayvanlardaki sevk-i ilahinin başka türlü kanıtıdır.

Başka bir önemli bir haber ise su canlılarından yunus balığından geldi. Ulusal Bilimler Akademisi, yunus balıklarıyla ilgili birkaç tutanak yayınladı. Tutanakta yunus balıklarının sadece tanıdıkları sese cevap verdiğini ve isimleriyle çağırıldıklarıyda tepki verdiği ortaya çıkmıştır dedi. Aynı tutanakta yazan başka bir madde ise yunusların büyük olasılıkla tanıdıkları yunusların sesini kopyaladığını gösterdi. Bu durum İskoçya bilim adamı Kinge gönderilmiş ve King`de " Yunusların aile ve arkadaşlarından ayrıldıkları zaman kopyaladıkları seslerin sanki “tekrar birleşmek istiyorum ` ” dediklerini söyledi. Yunuslarda ki olaylar silsilesi de hayvanlardaki düzenin bir zerresinin temsilidir.

Hayvanların bu denli mükemmel iştaha sahip olmaları onların yaşamları için önemli unsurdur. Karıncalardaki çalışma sistemi , arılardaki arı dansı dediğimiz kaynağının nerede olduğunu ve ne kadar olduğunu belirten hareket, tavuğun civcivlere öğreti olarak ilk başta kendisi toprağı eşeleyerek yiyeceğini bulup sonra aynısını civcivlerin yaptığının görülmesi içgüdü ve iştahın/motivenin mükemmelliğini gösteriyor. Hayvanlardaki bu düzen devam ettikçe, bi-zati bizler onlardan çok şey öğreneceğiz... Belki de" İnsanları ve cinleri bana ibadet etsin diye yarattım " ayetin mealindeki oradaki ibadetin nasıl yapılacağını hayvanlar alemi üzerinden tefekkür ile öğrenmiş olacağız.

Kaynak : Risale-i Nur /mektubat/28 mektup/ 333 Ulusal Bilimler Akademisi, DOI Bildiriler Kitabı
 


Genç Bilim'ın Yazısı.