Sır Sizsiniz
“İsm-i Azam”ı biliyorum. Size verdiğim ipuçlarıyla siz de onun ne olduğunu bulabilirsiniz. Bu çok kolay!
İsm-i Azam”ı biliyorum. Ve bunu kesinlikle Google’dan öğrenmedim. Zaten internette bu konuda dolaşan bilgilerin çoğu yanlış. Yanlış demek bile yanlış: Yapayanlış! Mesela diyor ki çok ünlü İslami web sitesinin bir tanesi: “İsm-i A’zam, Allah’ın bütün esmâ-i hüsnasının mânâsını içinde toplayan ismi. En büyük isim. Â’zam, “en büyük, en ulu, en azim” demektir. Buna göre, ism-i â’zam, “ilâhî isimler arasında bütün isimleri ihtiva eden en kapsamlı isim” demek olur. Hangi ismin ism-i â’zam olduğu kesinlikle bilinmemektedir. Bu ismin gizli bırakılmasının hikmeti, bütün isimlerin, ism-i â’zam olabileceği ihtimaliyle zikredilmelerini teşviktir.” Diğer bir sitede ise şöyle söyleniyor: “İsm-i a’zâm ile yapılan tüm dualar kabul edilir, tüm istekler yerine getirilir. Bu ismi bilenler, olağanüstü işler yapabilirler. Meselâ Kur’an’da Hz. Süleyman kıssasında geçen ve “yanında Kitap’tan bir ilim bulunan kimse” olarak nitelenen kişi, Belkıs’ın tahtını İsm-i a’zam sayesinde göz açık kapayıncaya kadar geçen bir süre içinde getirmiştir …” Okudukça güldüm, güldükçe okudum. Aslında yazılanlara değil de bilgisizlerin, bilmediklerini bile bilmedikleri konularda nasıl da rahat atıp tutabildiklerini görmek komiğime gitti. Her zaman gitmiştir zaten.
Neyse… Ben asıl başka bir şey anlatacağım da onun için böyle ilginç bir giriş yapmam gerekti. Bilirsiniz işte yazarlığın oyunlarıdır bunlar… Kimseye şimdi burada “İsm-i Azam”ın ne olduğunu söyleyecek değilim. Ama madem attım ortaya bir olta, birkaç ipucu daha verip, geçeyim asıl vurgulamak istediğim hususa...
Bildiğiniz gibi “İsm-i Azam”ın, Allah’ın hangi ismi olduğu konusunda muhtelif hadisler, rivayetler, görüşler mevcut. Rivayet ve görüşler bir yana da aynı isim konusunda birbirinden farklı dua ve isimleri işaret eden hadis-i şerifler birbiriyle çelişiyormuş gibi görünüp, çoğumuzun kafasını karıştırıyordur. Hemen açıklık getireyim. Öncelikle; “İsmi-i Azam” sandığınız gibi tek isimden müteşekkil değil. “İsmi-i Azam”la ilgili en sık karşılaşılan yanlış bilgi de budur zaten. “İsm-i Azam” genel olarak dört isim, buna ilaveten; dua edilen konu ve dua eden kişinin doğasındaki baskın esmaya göre değişen birer ismi daha ekleyince altı isimden oluşan bir formül olduğu bilgisini verebilirim sizlere. Yani evet; “İsm-i Azam”ın kişiye ve konuya göre değişme hususiyeti var. “Ben o konuyu biliyorum. Yok böyle bir şey!” diyen çıksın karşıma :)
Haa! “İsm-i Azam”a işaret eden farklı hadis ve rivayetlerin var olması konusuna gelince: Efendimiz’e (s.a.v.) istinaden; şu duanın veya bu duanın yahut farklı ayetlerin “İsm-i Azam” olduğunu işaret eden rivayetlerde, sözü geçen ayet ve duaları bir araya toplayıp, incelediğinizde göreceksiniz ki içinde mutlaka; temeldeki o dört ismin en az biri yahut rivayete konu olan, kişi veya konuyla ilgili azam olan isim vardır. Bu konudaki hadis veya rivayetlerin hep başka başka esmaları işaret ederek, birbiriyle çelişiyormuş gibi görünmesinin nedeni budur. Yani aslında ortada bir çelişki yok. Ama şuna dikkat etmek gerek; ilgili hadis veya rivayetin sahih olması şart!
He! Şimdi gelelim asıl konuya. Girişin böyle uzun yapılması da bir başka taktik ayrıca. Çünkü asıl mesajı kısa bir cümleyle “vur kaç” şeklinde vereceğim ki etkisi artsın. Ayrıca her yazar böyle sırlarını ifşa etmez okurlarına; kıymetini bilin!
Evet: “İsm-i Azam”ı biliyorum. Size verdiğim ipuçlarıyla siz de onun ne olduğunu bulabilirsiniz. Bu çok kolay. Ama size; işin asıl sırrını vereyim: Bu ismi bilerek; ben ne dağları yerinden oynatabildim ne de bir lüküs hayat sahibi olabildim :) Çünkü siz,herhangi bir zikri veya duayı; kendi kalbinizden açığa çıkarabilecek kifayette değilseniz okuduğunuz ister yemek duası olsun ister “İsmi-i Azam” sonuç; hüsrandan başkası değildir.” Şeyhinden” feyiz alamayanlar! “İsm-i Azam”dan fayda göremeyenler! Kifayetsiz olan onlar değil sizsiniz! Bütün iş sizde bitiyor. Çözmeniz gereken asıl sır, sizsiniz.
Sinan Özgenç'ın Yazısı.