Son dönemlerde sıkça gündemde olan bir konu var: İnternet Güvenliği Yasası.

Meclis`in birçok yasayla birlikte beraber onayladığı bu yasa, muhalif kesimlerce "sansür" olarak nitelendirildi. Oysa sansür bambaşka bir mesele.

5651 sayılı internet yasası 2007 yılında kabul edilmişti. O zamandan bugüne kadar yapılan her düzenleme için "sansür" etiketi altında karalama kampanyaları düzenlendi. Oysa internet 7 senedir gayet kullanılabilir şekilde gelişmeye devam ediyor. Sansürsüz olarak.

Yeni düzenlemeler ise interneti daha güvenli bir hale getirmeyi hedefliyor.

Halihazırda NSA`nın tüm dünyayı dinlediği ortaya çıkmışken, internetin özgürlüğü nasıl savunulabilir. Devlet tüm bu dış etmenlere karşı önlem almalı. Bu henüz yeni düzenlemeyle mümkün olmasa da, asıl kızılması gereken noktanın bu olduğunu düşünüyorum. Devlet interneti, dolayısıyla kişisel veri gizliliğini sağlamak zorunda.

Mevcut düzenleme ise bu konuda bir adım atıyor. Eskiden uygunsuz bir içerik barındıran bir site, mahkeme kararıyla tamamen kapatılıyordu. Bu sebeple yıllarca YouTube`a erişim Türkiye`den yasaklıydı. Bu utanç verici durum çözülse de, siteler hala tamamen kapatılmakta.

Yeni düzenleme ile uzun mahkeme sürecinden evvel TİB`e yapılacak bir şikayetle birlikte, web sitesi tamamen kapatılmayacak. Sadece şikayet edilen sayfaya erişim engellenecek. Bu hem internete büyük bir özgürlük, hem de veri gizliği konusunda hızlı bir çözüm sunuyor.

Yani birisi size web sitesinde hakaretlerle dolu paylaşımlarda bulundu. Sizi rahatsız eden bu durumu ortadan kaldırmak istersiniz değil mi? Dolayısıyla TİB`e şikayet edip o sayfaya erişimi engelletmeniz mümkün. Bu da sizin kişisel haklarınızı korumak demektir.

Ayrıca servis sağlayıcılar için 2 yıl içerikleri depolama zorunluluğu geliyor. Size hakaretler edip, sonra bunları silen kişi, bundan böyle aksi bir durum iddia edemeyecek. Mahkeme içerik sağlayıcıdan tüm bilgileri alabilecek.

Birileri tüm bu düzenlemeleri karalamaya çalışıyor. Mesele mahkeme kararlarından önce TİB`in hızlıca içerik engelleme hizmetini, sansür olarak niteliyorlar. Oysa TİB kafasına göre site kapatmayacak. Gelen şikayet incelendikten sonra erişim engellenecek. Zaten Facebook bu hizmeti kendi içinde sunuyor. Sizi rahatsız eden, size hakaret eden bir içeriği şikayet edip Facebook`a sildirtebiliyorsunuz. E bu sansür olmuyor da, devlet yapınca mı oluyor?

İçerik sağlayıcıların depolama zorunluluğunu da devletin herkesi izleyeceğini söyleyenler var. İçerik sağlayıcıların depoladıkları verilerin denetimi bağımsız bir merkez tarafından yürütülecek. İçeriklerin inceleme izni alınmadan da servis sağlayıcıların bilgileri paylaşması mümkün değil. Devlet kişisel veri gizliliğini sağlayacağını garanti ediyor.

Bir de bir teknoloji dergisinde şunu gördüm, ki bu kadar saçmalığa da yeter artık. Teknoloji yazarı olduğu iddia edilen birisi, servis sağlayıcıların yurtdışında olmasından şikayet edip, yapılan yeni düzenleme sonucu içerik sağlayıcılara verileri saklama zorunluluğunun gelmesi sonucu daha çok sunucu yurtdışına taşınacakmış. Çünkü güven eksikliği varmış. Sunucular yurtdışında imiş çünkü devlete güven yokmuş, izlenebilirmişiz. Falan filan.

Servis sağlayıcıların yurtdışında olmasının ana nedeni ucuzluk! Türkiye`de fiber internet altyapısının henüz yeterli olmaması, var olanın da pahalı olması sunucuların yurtdışında birikmesine yol açıyor. Danimarka`da çok daha ucuza sunucu kiralanabilirken, neden daha fazla para ödenip buradan alınsın ki? Büyük oranda ticari bir mesele bu. Ama kalkıp sırf muhalif olmak için koz olarak kullanılması, utanç verici.

Kahrolsun emperyalizm deyip de, Amerika`nın kendilerinin her hareketini izlemesine ses etmeyenler bugün kalkıp sansür çığlıkları atıyor.

Tabii kuyruk acılarının sebebi açık: İstediği gibi küfür, hakaret edemeyecek. Yalanlar uydurup kimseyi küçük düşüremeyecek. "Özgürlük" adı altında insanların inançlarıyla alay edemeyecekler ya... Ondan tüm bunlar...

Sonuçta çok fazla eksiği olmasına rağmen, düzenlemeler hepimize hayırlı olsun. İnşallah dahası gelmeye devam eder. Sağlıklı, güvenliği sağlamaya yönelik düzenlemelere ihtiyaç var. Devlet bu vazifeyle yükümlüdür.


Muhammed Murat Tutar'ın Yazısı.