Dergime Zulmetme!
Mehmet Erturan
Dergicilik/yazarlık konusunda az çok bir öz geçmişe, tecrübeye sahip olduk ama kariyer denilen ve sektör için olmazsa olmaz olanlardan olan şey yıllar hatta on yıllar alıyor. Bu sevda aç ve uykusuz bırakıyor. Saatlerinizi, günlerinizi verdiğiniz bir yayın bir başkasının masasında çay bardağı altlığı ya da atıştırmalıklar için birkaç hamlede mini sofraya dönüşebiliyor.
Etmeyin, dergiler el altında değil el üstünde tutulmak için çıkıyor. Sizin, fedakârlıklarınızı seferber ederek çıkmasına yardımcı olduğunuz bir yayın üçüncü şahısların masasında çok rahat bir şekilde amacı dışında kullanılabiliyor. Emeğinizin somutlaşmış halini, var oluş nedeni haricinde kullanılırken ya da hak ettiği ilgiden uzak bir halde tozlu raflara terk edilmiş olarak gördüğünüzde içiniz cız ediyor. İçindeki sesin kelime hazinesi geniş olanlardan, vicdanda yaşananları tercüme eden daha farklı sesler çıkabiliyor.
Adaletin tanımı yapılırken en basit manada “bir şeyin yerli yerinde, amacına uygun olarak kullanılması” denilirken zulüm de yine en basit anlamda şöyle açıklanıyor; “bir şeyin amacı dışında kullanılması.”
Nice açlık, susuzluk ve uykusuzluğu satırlarının içinde gururla barındıran yayınlar adil okuyucuların elinde, can suyunu bulmuş bir fidan gibi yeşeriveriyor. Baskıya kadar geçen süreçte hangi adreslere uğrayıp da ne hallerde yayına hazır hale getirildiğini bilmeyen ellerde dergiler tabiri caizse sonuna kadar üstün körü izlenmek bir yana göz ucuyla seyredilen bir fragmandan öteye geçemiyor.
Kendisine adaletle hükmetmeyen ellere düşen süreli yayınlar, sırf vakit geçirmek için sürekli sardırılarak izlenen bir filme dönüşüyor. Özene bezene atılan başlıklar, yazıyı daha okunur hale getirmek için uygun yerlere yerleştirilen alt başlıklar, sıkı bir incelemenin ardından nazikçe birbirinden ayrılan paragraflar, art arda gelen cümlelerde bir kelimenin iki kez kullanılmaması için düşülen alternatif sözcükler…
Hepsi de bir kompozisyon şeklinde verilmek istenen mesajı ve yazı sonuna bırakılan düşünce payını sağlıklı ve istifade edilebilir bir halde sunabilmek için ince elenip sık dokunuyor. Bu yazı, dergilerin kıymetini dergi çıkaran bir ekip içine girmeden önce anlayabilmek için bir nasihat olarak var. Nasihatleri poşet gibi bir yana bırakırsanız eğer, adına dergi çıkarmak denen tatlı musibetle tanıştığınızda yaşadıklarınızı “ben bunu bir yerde okumuştum” diyerek hatırlayacaksınız.
Not: Gazetelere dilediğiniz kadar iyi muamelede bulunabilirsiniz. Ama dergileri milletvekili statüsünde değerlendirin lütfen. :)
GENÇ'ın Yazısı.